Seminerinde Daulet Zhailybayev ana hatlarıyla, Kazakistan’daki Türk halklarının mevcut etno-kültürel durumu ve onların ülkedeki etnik birlik ve beraberliğin korunmasındaki etkili rolünden bahsetti. Kazakistan’daki Azerbaycanlılar hakkında detaylı bilgiler sunmanın yanı sıra, Kazakistan’ın kültürel politikasının temel mekanizmaları hakkında da kapsamlı bilgiler verdi.
Kazakistan’da yaşayan Türk halklarının tarihi ve mevcut etno-kültürel durumu ile ilgili çeşitli bilgiler sunan Zhailybayev, Kazakistan’da 130’a yakın etnik gurubun yaşadığını ve bunların 28’inin ise Türk halklarından oluştuğunu dile getirdi. Yayınlanan son istatistiki verilere göre Kazakistan nüfusunun 18.096.900 olup 11.2 milyonunun Kazaklar başta olmak üzere Türk halklarından oluştuğunu ve geri kalan yaklaşık 6 milyon kişinin ise diğer etnik grupların oluşturduğunu ifade etti. Ayrıca ülkede yaşayan Türk halklarından Özbek, Uygur, Tatar, Türk, Azerbaycanlı ve Kırgızlar’ın kültürel açıdan aktif olarak bilindiğini sözlerine ekledi. Buna ek olarak, eskiden Türk halklarıyla beraber yaşayan ve yakın etno-kültürel ilişkilerde bulunan İnguşlar ile Çeçenler’in de Kazakistan’daki aktif olarak bilinen etnik gruplar arasında yer aldığını belirtti.
Özellikle Azerbaycanlılar’ın Kazakistan’a geliş tarihçesi hakkında detaylı bilgiler veren Zhailybayev, tarihi belgelere göre 1926 yılında ülkede sadece 42 Azerbaycanlı’nın bulunduğunu ve 1937-1944 yılları arasında Kuzey Kafkasya bölgesinden çoğunluğunu Azerbaycanlılar’ın oluşturduğu yaklaşık 11.000 kişinin Kazakistan’a sürgün edildiğini ifade etti. 2009 yılındaki nüfus sayımına göre ülkede toplam 85.000’dan fazla Azerbaycanlı’nın bulunduğunu belirtti. Azerbaycanlılar’ın Kazakistan’a sürgün edilmesinin ana nedenlerinden birisinin 1937 ve 1944 yıllarında Stalin’in iç iskân politikası olduğunu ifade eden Zhailybayev, o dönemin Azerbaycanlılar için ağır bir dönem olduğunu dile getirdi.
Kazakistan’daki Azerbaycanlılar’ın diğer Türk halklarıyla birlikte ülkedeki etnik birlik ve beraberliğin korunmasında önemli rol oynadığının altını çizdi. Kazakistan’ın, bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana, çeşitli etnik gruplar arasındaki birlik ve beraberliğin korunmasına oldukça önem verdiğini ve bu doğrultuda uygun etno-kültürel politika izlemeye çalıştığını ve bugüne kadar başarılı olunduğunu vurguladı. Kazakistan’daki etnik grupların ana dillerinde eğitim görmesine ve kendi kültürünü yaşatmasına imkân sağladığını belirten Zhailybayev, örnek olarak başta Kazakistan Halkları Asamblesi olmak üzere ülkede çeşitli etnik kültür merkezleri, 50’den fazla etnik gazete ve derginin hizmet gösterdiğini ifade etti.
Seminerin sonunda katılımcılar Kazakistan’daki Türk halkları ve ülkenin etno-kültürel politikası hakkında görüş alışverişinde bulundular.