Dr. Askar Nurşa "Günümüzde Kazakistan Dış Politikası: Fırsatlar ve Tehditler" adlı seminerinde ana hatlarıyla Kazakistan’ın dış politikasını şekillendiren kurumlar ve mekanizmalar hakkında, Dış İşleri Bakanlığı, Güvenlik Konseyi ve Elçilikler arasındaki ilişkiler ve dış politikanın yapılandırılmasındaki rolleri ile ilgili bilgiler sunmuştur.
Dış politikaları hayata geçirirken Dış İşleri’nin konsept belirmede aktif bir rol oynadığını ve elçiliklerinde ikili ilişkilerin geliştirilmesinde etkili çalışmaları ülkeler arası bağlantının gücüne güç kattığını birkaç örnek göstererek belirtmiştir. Bunların arasında ABD ve Kazakistan arasındaki ilişkilerin çok yönlü dış politika stratejisinden çok daha ileriye taşınmasında ABD’deki elçiliğin çalışmalarının önemli katkıları olduğunu ifade etmiştir. Bu hususta ayrıca elçilerin dış işlerine bağlı olmalarına rağmen Cumhurbaşkanı tarafından seçildiğini ve elçi seçimi sürecinde iki türlü atamanın gerçekleştiğini ifade etmiştir. Birincisi siyasi atamalar Kazakistan’daki ünlü bazı şahsiyetlerin herhangi bir diplomasi veya siyaset tecrübesi olmadığı halde çeşitli ülkelere elçi olarak atanmaları o ülke ile ilişkilere verilen önemi ifade ettiğini belirtmiştir. İkinci tür atamaların kariyer atamaları olduğunu ve bu kişilerin alanlarında uzman hayatlarını diplomasiye adamış kişiler olduğunun altını çizmiştir. Buna ek olarak son yıllarda elçi seçiminde kariyer atamalarını sıklaştığını sözlerine eklemiştir.
Seminerinin devamında 10 sene öncesi ile bugünü karşılaştırdığında dış politika üzerine resmi devlet görüşünün yanında muhalif görüşlerinde yer aldığını ama bugüne baktığımızda bu muhalif görüşlerin zayıfladığını ifade etmiştir. Analizlerinin devamında 15 sene öncesi ile bugünü karşılaştırdığında dış politikada iki grubun yer aldığını bunların liberaller ve milliyetçiler olduğunu ve kısaca hangi konularda muhalefet ettiklerine değinmiştir. Liberallerin çoğunlukla ana eleştiri konusu olarak Kazakistan’daki insan hakları ve demokrasi konuları üzerine durduğunu lakin George Bush’un ardından Barack Obama’nın ABD başkanı olması ve bu konuları hiç ele almaması liberallere fazla söz bırakmadığı için bu grubun şu an etkin olmadığını ifade etmiştir. Milliyetçilerin ise kendi içlerinde değişik gruplara ayrıldığını anti-Çin, anti-Rusya ve Pro-Türk gibi gruplara ayrıldığını ve ana eleştiri konularının Avrasya Ekonomik Birliği karşıtlığı ve Çin’e toprak satımı konuları üzerine yoğunlaştığını ifade etmekle beraber her iki grubunda günümüzde artık pek varlık göstermediklerini ifade etmiştir.
Seminerin sonunda katılımcılar dış politika, bürokrasi konularında görüş alışverişinde bulunmuşlardır.