Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer’in takdim konuşması ile başlayan seminerde Filippo Verre, ana hatlarıyla, sınıraşan su kaynaklarına ilişkin uluslararası müzakereler ve anlaşmaların her açıdan çok karmaşık bir süreç olduğunu ifade etti. Bölgede büyük nehirlerin varlığına rağmen su kaynaklarının kullanımı konusunda Türkiye ile Suriye arasında gerilimlerin 1970-2000 arasında pek çok kez yaşandığını vurguladı. Bu tür su kaynaklı devletler arası anlaşmazlıkların Orta Doğu bölgesinde genelde cereyan edebildiğinin altını çizdi. Özellikle 2000 sonrasında sorunların azalarak iki ülke arasında ilişkilerin su konusunda normalleşme sürecine girdiğini bildirdi.
Filippo Verre, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Projesini (GAP) hayata geçirerek pek çok baraj ve elektrik üretim tesisleri kurması ve suyu bölgenin kalkınması adına kullanımına yönelik adımları Suriye tarafından sıcak karşılamasa da zaman içerisinde diplomasi yolu ile aradaki pürüzlerin giderildiğini dile getirdi. Öte yandan su kaynaklı sorunların sadece kendi konusu içerisinde kalmayarak elektrik, çevre sorunları, siyasi ve güvenlik gibi meselelerden etkilenmesi ve bunlara dahil edilmesinin de çözüm süreçlerini zorlaştırdığının altını çizdi. Bu kapsamda, su sorunlarının ülkeler üstü bir yapı tarafından denetlenmesinin de, sorunların, ülkeler arası ikili ilişkiler aracılığı ile belirlenmesini gerektirdiğini, bunun da bir sonuca ulaşılmasında çeşitli güçlükler yarattığını ifade etti.Filippo Verre, Türkiye ve Suriye arasında 1990’ların sonları ile 2000’lerin ilk on yılında arasında imzalanan birçok anlaşmanın, söz konusu iki ülkenin su kaynaklarının kullanımı konusunda önemli gelişmeler kayıt etmelerine imkan sağladığını belirtti. Ancak Suriye’de 2011’den başlayarak büyüyen iç savaş nedeniyle ülkenin kaosa sürüklenmesinin bu olumlu sürece de etkisi olduğunu ifade etti. Suriye’nin içinde bulunduğu şartlar çerçevesinde, Yakın gelecekte bu alandaki işbirliklerinin ilerleme kaydetmesinin pek mümkün görünmediğini bildirdi. Verre, esasen sınır komşusu olan bu iki ülkenin inşa edebileceği etkin su kullanımına yönelik altyapı sistemlerinin hem Türkiye hem de Suriye için yararlı olacağını söyleyerek sözlerini tamamladı.
Seminer, katılımcıların konu ile ilgili çeşitli düşüncelerini aktarmaları ve soru-cevap bölümü ile sona erdi.