Abulkhairkhan Zhunisbek, sunumunda, ana hatlarıyla Orta Asya ülkelerinin entegrasyon süreçleri ile küresel ve bölgesel güçlerle olan işbirlikleri hakkında bilgiler sundu. Seminerinde 1991’den itibaren, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, tüm Orta Asya ülkelerinin dış politikalarında pek çok ülke ile ilişkilerini geliştirmeye, ve çeşitli entegrasyon örgütlerine katılmaya başladığını ifade etti. Aynı zamanda, ülkelerin dış politika öncelikleri ve yönelimlerinin birbirlerinden oldukça farklı olduklarını iletti. Her ne kadar Orta Asya ülkelerinin arasında tarih, din, dil, kültür, sınırlar, ekonominin yapısı gibi çok sayıda ortak nokta olmasına rağmen bölge ülkelerinin arasındaki işbirliği kurma çabalarının zayıf olduğunu dile getirdi.
Zhunisbek, Orta Asya ülkelerinin dış politikasının oluşumu ile gelişiminde coğrafi ve kültürel faktörlerin yanı sıra büyük uluslararası aktörlerle ilişkileri etkin rol oynamaktadır. Bunlar arasında başlıca aktörler olarak Rusya, ABD, ve Çin’i saydı; ayrıca Avrupa ve Türkiye’nin de belirli bir nüfuza sahip olduğunu ifade etti. Bu ilişkiler çerçevesinde bölge ülkeleri ile dış güçlerin çıkarlarının her zaman birbiri ile uyuşmadığını ve bunun da ülkelerin dış politikalarına farklı şekillerde yansıdığını belirtti.
Orta Asya’da entegrasyon süreci hakkında bildirmiş olduğu görüşler arasında inisiyatiflerin çoğunlukla üstten alta doğru ilerlediğini bildirdi. Seminerin devamında, Orta Asya ülkelerinin farklı dış politikalara sahip olmalarına rağmen, birçoğunun çeşitli entegrasyon süreçleri ile ilgilendiğini belirtti. Bölge ülkelerinin kendi aralarındaki entegrasyon sürecinin başarılı bir şekilde gerçekleşmesinin ülke liderlerinin izleyeceği politikalar ile dış güçlerle olan ilişkilerindeki gelişmelerin etkin bir rol oynayacağını ifade ederek konuşmasını bitirdi.
Seminerin sonunda katılımcılar, Orta Asya ülkelerinin dış politika stratejileri ile bölgesel entegrasyon çabaları konularında görüş alışverişinde bulundular.