Seminerin açılış konuşmasını yapan Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Suat Beylur, özellikle 2000 sonrası dönemde her alanda Çin üzerine yapılan çalışmaların arttığını, Çince bilen araştırmacıların sayısının artmasıyla dil ve tarih araştırmalarının son dönemde artmaya başladığını ifade etti. Benzer eğilimin Türkiye’de de görüldüğü hususuna değinen Dr. Suat Beylur, bu doğrultuda Üniversiteler bünyesinde Konfüçyüs Enstitüleri, Çin Araştırmaları Merkezi ile Asya ve Uzak Asya Araştırmaları gibi araştırma merkezlerinin açıldığını belirtti.
Dr. Kubilay Atik Türkiye’deki Çin araştırmalarının gelişiminin tarihçesinden bahsederek 1950’li yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başladığını ifade ederek bu çalışmalar içerisinde Çin kaynaklarından Türklerin tarihi hakkındaki araştırmaların öne çıktığını belirtti. Dr. Kubilay Atik 2000’li yıllar sonrasında küresel eğilimlere paralel olarak Çin hakkındaki araştırmaların bölgesel çalışmalara kaydığını ve sonuç olarak Çin araştırmacılarının ve bu alandaki eserlerin çoğalmaya başladığını vurguladı. Kurumsal düzeyde Çin ve Asya araştırmalarında Ankara Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi bünyesindeki araştırmaların öne çıktığının altını çizdi. Bahaeddin Ögel, Gökalp Türükoğlu, İsenbike Togan, Özkan İzgi ve Gülçin Çandarlıoğlu gibi araştırmacılarla temelleri atılan Çin araştırmalarının 2000 sonrası dönemde Erkin Ekrem, Kürşat Yıldırım, Giray Fidan, Gürhan Kırılen, Lale Er, Ertuğrul Ceylan, Ecem Ceylan, Sema Gökenç, Ceren Ergenç, Diren Doğan, Fatih Oktay ve Barış Adıbelli gibi akademisyenlerin araştırmaları ile çeşitlenerek artmıştır. Sunumunun sonunda Çin araştırmalarındaki sorunlara da değinen Dr. Atik, bunların başında Çincenin yeterince bilinmemesi nedeniyle birincil kaynaklar yerine ikincil kaynaklar ve tercümelerin kullanılması diğeri ise Çince dışında diğer bölge dillerinin genelde dikkate alınmıyor olması gelmektedir.