13 Ekim 2015 tarihinde Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü, Uluslararası Türk Akademisi ve Şokan Ualihanov Tarih ve Etnoloji Enstitüsü olarak ortaklaşa düzenledikleri "Orta Asya’da Tarih Yazımı ve Tarihi Kaynaklar: Geçmişi, Bugünü ve Geleceği" isimli uluslararası çalıştay yapılmıştır.
Çalıştay iki temel hedefi aynı anda gerçekleştirme düşüncesiyle organize edilmiştir. İlki, Orta Asya'da tarih yazımı ve tarihi kaynaklar alanında geçmişte yapılanları ve mevcut durumu ortaya koymak; diğeri ise tarih yazımının ortak kimlik oluşturmadaki rolünün yükselmesini sağlamak ve bu alanda gelecekte yapılması gerekenleri belirlemektir. Çalıştay oturumları bu iki hedefe göre tertip edilerek, katılımcılar da buna göre davet edilmiştir.
Çalıştay'ın açılış konuşmalarını Uluslararası Türk Akademisi Başkan'ı Prof. Dr. Darhan Kıdırali, Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosu Rıza Kağan Yılmaz, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Kutalmış, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nevzat Şimşek, Şokan Ualihanov Tarih ve Etnoloji Ensitüsü Müdürü Prof. Dr. Hankeldı Abjanov yapmışlardır.
Uluslararası Türk Akademisi Başkan'ı Prof. Dr. Darhan Kıdırali konuşmasında "Çin'deki Türk Halkları" adlı projeyi hayata geçirdiklerini ve Türkiye ile Budapeşte'de Kazak hanlığının 550 yıllığına dönük konferansı ve "Altay – altın beşik" adlı arkeolojik kazı seferlerini düzenlediklerini dile getirerek, çalıştayın Türk dünyası tarihçileri arasında daha sağlam bağların kurulmasına vesile olacağını beyan etti. Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosu Rıza Kağan Yılmaz ise "Orta Asya’da Tarih Yazımı ve Tarihi Kaynaklar: Geçmişi, Bugünü ve Geleceği" isimli uluslararası çalıştayın Türk dili konuşan Orta Asya devletleri arasında ortak tarih ile ortak kültür yakınlaşmasını sağlayarak, tarih yazımının bölgede barışı ve işbirliğini arttıracak vasıtaya dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı.
Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Kutalmış konuşmalarında bu tür çalıştayların gelecek nesil için önem taşıdığını ve ortak kimlik oluşturulmasına katkı sağlayacağını belirterek, tarihin insanlar ve milletler için yapıcı ve yönlendirici olduğuna fakat XX. asrın yanlış tarih yazıcılığının sahnelendiği bir dönem olduğuna dikkat çekti. Aynı zamanda Prof. Dr. Mehmet Kutalmış günümüzde dünyada ve özellikle de Orta Asya'nın yakın çevresinde meydana gelen istikrarsızlıkların, çatışmaların temelinde tarihin yanlış ve tarafgir olmasından kaynaklandığını ifade etti. Orta Asya tarihçilerinin aynı hataya düşmemeleri için tarih yazımını ortak kültürü güçlendirici ve barışı tesis edici bir bilim dalına dönüştürmeleri için gayret sarf edilmesinin önemine değindi. Bu doğrultuda Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi'nin temel misyonlardan birisinin bu anlayışı genç tarihçilere aşılamak olduğunu vurguladı.
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nevzat Şimşek ise açılış konuşmasında Orta Asya bölgesinin Türkler'in ata yurdu olduğunu ve tarih boyunca sahip olduğu değerler ve bu değerlerin kazandırdığı özellikler sebebiyle uluslararası sistem içerisinde her zaman en çok dikkat çeken bölgelerden birisi olduğunu ve hem bölgesel hem de küresel politikaların rekabet alanı hâline geldiğine dikkat çekti. Özellikle Doç. Dr. Nevzat Şimşek Sovyetler Birliği döneminde Orta Asya’da tarih yazımı konusunda Moskova'nın belirleyici rol üstlendiğini belirterek Sovyet vatandaşı kimliğinin oluşturulduğuna dikkat çekti. Bununla birlikle soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’ndeki bilim adamlarıyla Batı dünyasının bilim adamları arasındaki irtibat ve işbirliğinin zayıflaması ve kısmen kopmasının Orta Asya’nın tarih yazımına bir duraklama getirdiğini ifade etti. Kutuplaşan her iki tarafın bir birine temkinli ve hatta önyargılı davranması nedeniyle gerçeklerin ortaya konulmasının engellendiğini belirten Şimşek, Sovyet Rusya’nın karşıt blokun sadece kendi fikir ve ideolojilerini benimseyen tarih yazımına itibar gösterdiğini açıkladı. Bu nedenle Uluslararası Türk Akademisi ve Şokan Ualihanov Tarih ve Etnoloji Enstitüsü ile birlikte ortaklaşa düzenlenen “Orta Asya’da tarih yazımı ve tarihi kaynaklar: geçmişi, bugünü ve geleceği” adındaki çalıştayda, Orta Asya cumhuriyetlerini birbirlerini yaklaştıran tarih yazımını ortaya koymayı hedeflediklerini, tarih alanında geçmişte ve günümüzde ne gibi yanlışlıklar ve hataların yapıldığı, gelecekte neler yapılması gerektiği sorularına cevap aranmasının, Orta Asya bölgesinde ve tarih yazımında oluşan ve oluşması muhtemel maddi ve manevi çatışmaları azaltma ve işbirliğini arttırma olanaklarının araştırılmasının amaçlandığını söyledi.
Şokan Ualihanov Tarih ve Etnoloji Enstitüsü Müdürü Hankeldi Abjanov ise Kazakistan'ın bağımsız tarih anlayışının Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla başladığını ve bu doğrultuda bağımsız Kazakistan'a yakışan tarih anlayışının şekillenmesi için devletin birçok projeleri hayata geçirdiğini, bu kapsamda Kazak hanlığının 550 yıllığı ile "Medeni mura" projesinin önem arz ettiğini beyan etti.
Çalıştayın açılış konuşmasından sonra 12 akademisyenin katılımıyla 3 oturum gerçekleştirildi ve tarih yazımı ile tarihi kaynakların Orta Asya devletlerinin milli kimlik ve milli şuurlarına etkileri tartışıldı.
İlk oturum "Orta Asya tarihinin araştırılmasında metodolojik sorunlar" adıyla Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darhan Kıdırali'nin moderatörlüğüyle gerçekleşmiştir. İlk oturuma Yeditepe Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Jusup Balasagyn Kırgız Ulusal Devlet Üniversitesi Tarih Bölümü Profesörü Prof. Dr. Tynchtykbek Chorotegin ve Özbekistan Cumhuriyeti Ortatürk ve Orta Dilleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Karimov Bahtiyar ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Mustafa Gökçe katılmıştır.
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl konuşmasında İslam öncesi Türk tarihi araştırmalarına yer vermiştir. Bu araştırmalar hakkında sunduğu bilgilerde İslam öncesi Türk kavimleri ve Kazak hanlığının kurulmasından önceki (taypa) kavimler listesi hakkında bilgi edinilmeden Osmanlı ve Türk tarihini anlayamayız değerlendirmesinde bulunmuştur. Eğer Türkler boy sistemine göre yaşamasaydı günümüze kadar çoktan kaybolup giderdi tespitlerinde bulundu. Ayrıca Türklerin göç yollarının ve bu sürecin daha fazla araştırılması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Tynchtykbek Chorotegin ise Türk sözünün önemine değinerek Türk dünyası tarih komisyonu kurulması yönünde fikir bildirdi. Türk dünyası tarihinde küçük etnik grupların tarih yazımında unutulmaması gerektiğini belirten Chorotegin, tarihçiler sadece kendi halklarının değil, diğer Türk halkların tarihinin yazımına da katkıda bulunmalıdır şeklinde görüş bildirdi.
Prof. Dr. Bahtiyar Karimov Türk kimliğini korumak için Türk medeniyeti kelimesinin kullanılması gerektiğini ifade etti. Müslüman olmayan diğer Türk halklarının Türk dünyası coğrafyasından çıkarılmış olunacağı argümanından hareketle Karimov, Türk uygarlığına dinin katılmasının gerek olmadığını düşündüğünü belirtti. Ayrıca Saka, Hakas ve Sincan'daki Türkler ile İran’daki küçük halk dillerinin korunmaması durumunda bu dillerin yerli dillere karışıp yok olma tehlikesi olduğunu da vurgulayan Karimov, bu şekilde Türk dünyası için dilin çok önemli bir husus olduğunun altını çizdi. Bu kapsamda Türk dilinin 4,000 senelik tarihi vardır, onun için ortak Türk dilini saklamamız gerekir. Bu yüzden Türk dilinin küresel bir dil olması gerekmektedir şeklinde konuşan Karimov, Türk teriminin bir etnonim olduğunu ve bu kavrama siyasi olarak bakılmaması gerektiğinin altını çizmiştir.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Mustafa Gökçe ise Orta Asya tarihine nasıl bakılmalı sorusuna değinmenin önemine dikkat çekerek yazı tarihinin ancak 5,000 sene öncesine vardığını, hâlbuki arkeolojik çalışmalara dayandırılarak çok daha ötesi hakkında bilgiler edinilebileceğini ifade etmiştir. Bu konuda Türkiye’de bir "Avrasya Arkeolojisi" bölümünün olmamasının araştırmalar açısından sıkıntılarına değinen Gökçe, bu konu hakkında önemli tarihçilerin çalıştığı kurumsal bir yapı ve devlet desteği olmadan belli bir noktaya ulaşmanın zorluğuna dikkat çekmiştir. Ayrıca genelde tarihi bilgilerin Çin ve Hindistan kaynaklarından alındığını ve Bozkır tarihinin daha derin araştırılması gerektiğini ifade etmiştir.
İkinci oturum "Dış ülkelerin arşivleri ve Orta Asya tarihi" ismiyle Şokan Ualihanov Tarih ve Etnoloji Enstitüsü Başkanı Hankeldı Abjanov'un moderatörlüğüyle gerçekleşmiştir. Bu oturum Al-Farabi Kazakistan Ulusal Üniversitesi, Dünya Tarihi ve Tarih Yazımı ile Tarihi Kaynaklar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Jumagulov Kalkaman Tursınoviç, Azerbaycan Devlet Iktisat Üniversitesi Profesörü Seyidov Abbas Gadiroğlu, Tataristan Cumhuriyeti Bilimler Akademisi'nin Ş.Mardjani Tarih Enstitüsüne Bağlı Ulusal Oluşum Teorisi ve Tarihi Merkezi Başkanı Prof. Dr. Marat Gibatdinov ile Uluslararası Türk Akademisinden Dr. Gaybulla Babayarov'un katılımıyla gerçekleşti. Azerbaycan Devlet Iktisat Üniversitesi’nden Prof.Dr. Abbas Seyidov Azerbaycan kaynaklarından örnekler göstererek, Azerbaycan'da yapılan çalışmalara değinmiştir. Prof. Dr. Marat Gibatdinov dış ülkelerin arşivlerinde Tatar kültürü ve tarihi ile ilgili kaynaklar: "Yazma Miras" yayın projesinin ilk sonuçlarını anlattı. Prof. Dr. Gaybulla Babayarov ise "Köktürkçe yazılı Özbek han sikkeleri" konusunda sunum yaparak, Arapça ve Özbek sikkelerini karşılaştırıldığında benzerlikler bulduklarını ifade etti, runik yazılı sikkeler ve Özbek han sikkeleri arasında benzerliklerin varlığı işaret etti.
Son oturum ise Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Kutalmış'ın başkanlığında yapıldı. Oturuma İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden Prof.Dr. Cezmi Erarslan, yine L.Gumilyev Avrasya Ulusal Üniversitesi Kazakistan Tarihi bölümünden Prof.Dr. Arailım Musagaliyeva ve Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası Ilişkiler Bölümü öğretim üyesi Dr. Raşid Tacibayev katılmışlardır. Prof. Dr. Cezmi Eraslan konuşmasında tarih yazımında Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti arşivlerinin zengin kaynaklara sahip olduğunu, arşivlerde yaklaşık olarak 100 milyona yakın belgenin yer aldığını ve Türk dünyası ve Orta tarih çalışmalarında bu bilgilerden yararlanılmaz ise bu araştırmaların eksik kalacağı yönünde fikrini bildirmiştir. Osmanlı Devleti’nin Orta Asya ile bağını koparmadığını ifade eden Eraslan, buna örnek olarak Sokullu’nun kanal projesini göstermiştir. Lakin 19. yüzyılda Sovyet etkisinin artmasının bağların zayıflamasına neden olduğunu ifade ederek, Türk dünyasının tarih ve dil konularında bir araya gelmesi için Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nu kurduğunu belirtmiştir. L.Gumilyev Avrasya Ulusal Üniversitesi Kazakistan Tarihi Bölümünden Prof.Dr. Arailım Musagaliyeva ise kendi sunumunda sadece kendi tarihlerimizi araştırmakla kalınmaması gerektiğini belirterek başka Türk halklarının tarihlerinin araştırılması gereğini ifade etti, Sovyet döneminde Turan ve Türkistan’ın anlamının yanlış empoze edildiğine ve Sovyet zamanından kalan tarih yazımı yöntemlerinde değişiklikler yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Dr. Raşid Tacibayev ise Orta Asya tarih yazımının oluşumunda siyasi süreçlerin etkisini detaylı bir şekilde ele aldı.
Kapanış konuşmasında katılımcılar konu hakkında son değerlendirmelerini yaparak Türk Keneşi ülkelerinin yanısıra Özbekistan ve Tataristan’dan da katılımcılarla birlikte bu kapsamda bir organizasyon düzenledikleri için başta bu konuda çalıştay yapılması önerisini getiren Avrasya Araştırma Enstitüsü başta olmak üzere emeği geçen tüm kurumlara teşekkür ettiler.