Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosluğu, Avrasya Araştırma Enstitüsü, Yunus Emre Enstitüsü, MUSİAD ve Benim Yarım Türk platformu ile birlikte 21 Aralık 2015 tarihinde “Çanakkale Zaferinin 100.yılı” adlı etkinlik düzenlenmiştir. Etkinlik programı kapsamında Çanakkale Fotoğraf sergisi gezilmiş, Çanakkale Savaşı belgeseli izlenilip ardından Çanakkale Savaşının anlam ve önemi konusunda genel değerlendirme toplantısı yapılmıştır. Genel değerlendirme bölümünde Avrasya Araştırma Enstitüsü müdürü Doç. Dr. Nevzat Şimşek’in moderatörlüğünde Ahmet Yesevi Üniversitesinden Dr. Raşit Tacibayev ve Al-Farabi Üniversitesinden Dr. Mehmet Aslan konuşma yapmışlardır.
Etkinliğin amacı Çanakkale Zaferinin 100. yılında bu savaşın tarihteki anlam ve önemini hatırlamak ve vatanları için canlarını feda eden şehitlerimize saygılarımızı sunmaktır. Fotoğraf sergisinden sonra Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosu Sayın Rıza Kağan Yılmaz bir konuşma yapmıştır. Konuşmasına Çanakkale’de şehit olan askerlere rahmet dileyerek ve saygılarını sunarak başlamak istediğini ifade etmiştir. Ana hatlarıyla Çanakkale savaşının hem uluslararası ilişkiler boyutuna hem de insani boyutuna değinmiştir.
Çanakkale savaşının uluslararası ilişkiler açısından önemli bir yere sahip olduğunu belirtirken bu savaş sonrası Anzakların Avustralya ve Yeni Zelanda kimlikleriyle dünya sahnesine çıkmalarının önünü açtığını ifade etmiştir. Çanakkale savaşının tarihte son centilmenler savaşı olarak bilindiğini de sözlerine eklemiştir. İnsani boyutunda ise vatan toprağını savunmak için Osmanlı imparatorluğunun dört bir tarafından Çanakkale’de harp etmeye gelerek canlarını feda eden insanların bulunduğunu ifade etmiştir. Çanakkale’deki ruhun her zaman Türk milletinin her birinin içinde olduğunu ve gerekirse tekrar yaratılabileceğini belirtmiştir.
Genel değerlendirme bölümünde Avrasya Araştırma Enstitüsü müdürü Doç. Dr. Nevzat Şimşek konuşmasına Çanakkale zaferini anma etkinliğini sahiplenen Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosu Sayın Rıza Kağan Yılmaz’a, organizasyonu birlikte gerçekleştirdikleri Yunus Emre Enstitüsüne, Musiad’a ve Benim Yarım Türk sivil toplum kuruluşuna teşekkürlerini sunarak başlamıştır.
Konuşmasında Çanakkale savaşının tarihteki önemini belirten değerlendirmeler yapmıştır. Bunların arasında bu zaferin dünya tarihinde kendi adına dikilen abide kadar kalıcı ve destansı olduğunu, Kurtuluş savaşı öncesi önemli bir silkiniş ve önemli bir zafer olduğunu ifade etmiş, milli bilincimizi ve uyanışımızı etkileyen çok önemli bir savaş olduğunun altını çizmiştir. Çanakkale savaşının, emperyalizmin yenilebileceğini kanıtlayarak Hindistan’dan Avusturalya ve Yeni Zelanda’ya kadar mazlum milletlerde ezilen dünyada milli bilincin uyanışını hızlandırdığını belirtmiştir. Bu savaşın I. Dünya savaşının kaderini ve savaş sonundaki gelişmelerini etkileyen bir savaş olduğunun altını çizerek şair Fazıl Hüsnü Kaynarca’dan yaptığı alıntı ile Çanakkale savaşının Osmanlının son sözü ve yeni Türkiye’nin önsözüdür ifadesini kullanmıştır. Sözlerinin sonunda tarih eğer geçmişte neyin nasıl yapıldığını ve neyin neden yapılamadığını gösteren bir öğretmen ise aslında Çanakkale öğreticiliğini korumalıdır sözleri ile görüşlerini bildirerek konuşmasını bitirmiştir.
Ahmet Yesevi Üniversitesinden Dr. Raşit Tacibayev’in konuşmasının ana teması Rus kaynaklarında I. Dünya savaşı ve Çanakkale savaşı olmuştur. Konuşmasında konuya genel olarak üç boyutta bakılabileceğini, bunların tarihi açıdan, uluslararası sonuçlar ve araştırma yönü açısından olduğunu ifade etmiştir. Tarihi açıdan bakıldığında Çanakkale savaşının Osmanlı’nın son büyük zaferi olduğunu belirtmiştir. Savaşta boğazın itilaf devletleri için Rusya’ya yardım etmede kilit nokta olduğunu, lakin boğazın geçilememesinin Rusya’ya yapılan silah sevkiyatını %25 sekteye uğratarak daha da zayıflamasına yol açtığını belirtmiştir.
Uluslararası neticelerine bakıldığında ise 1917’de Çarlık Rusya’sının yıkılmasını ve dünya güç dengelerini değiştirecek olan Sovyetler Birliği’nin kurulmasını vurgulamak gerektiğini ifade etmiştir. Bunu yanı sıra I. Dünya Savaşının tam neticelenmemiş olmasının 20 yıllık bir aradan sonra II. Dünya Savaşının çıkmasına sebebiyet verdiğini ifade ederek, Çanakkale savaşındaki acı tecrübenin İngiltere’ye Normandiya çıkarmasında ders olduğunu belirtmiştir. Son olarak araştırma boyutunda ise Çanakkale’de sadece İngiliz ve Anzakların değil Hindistan ve Senegal’den on binlerce Müslümanın çeşitli propagandalarla kandırılarak ülkelerinden toplanıp Çanakkale’de harp etmeleri için getirildiği gerçeğinin gün yüzüne fazla çıkarılmadığını sözlerine eklemiştir.
Al-Farabi Üniversitesinden Dr. Mehmet Aslan konuşmasında Çanakkale ruhunun jeopolitik ve jeokültürel boyutu konusuna değinmiştir. Bizi Orta Asya’daki halklarla birleştiren en önemli unsurun ortak bozkır kültürüne sahip olunduğuna işaret eden Dr. Mehmet Aslan bu kültürün özetle paylaşmak ve yardımlaşmak olduğunu ifade etmiştir. Çarlık Rusya’sının yıkılmasının ardından daha yeni savaştığımız Rusya’dan yaklaşık 250.000 beyaz Rus’un İstanbul ve Gelibolu’da misafir edilmesinin Çanakkale ruhunu ve bozkır kültürünü gösterdiğini belirtmiştir. Çanakkale ruhu ile dünya ya örnek olmuş bir millet olduklarını ve bu ruhun bizi Orta Asya’ya bağladığını ve bağlamaya devam edeceğini belirtmiştir.
Etkinlik kapsamında fotoğraf sergisi saat 17.00’ye kadar açık kalmış, programın devamında saat 18:30’da SEPYA Filmcilik şirketinin izniyle Son Mektup filminin gösterimi yapılmıştır.