Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer’in takdim konuşması ile başlayan seminerde ana hatlarıyla Avrupa Birliği’nin (AB) Orta Asya ile ilişkilerinin gidişatı konuları değinen Carlos Uriarte Sanchez, bu alanda son zamanlarda önemli gelişmelerin gerçekleşmekte olduğunu dile getirdi. Orta Asya bölgesinin Avrupa için öneminin son birkaç yıl içinde büyük ölçüde arttığını ifade etti. Avrupa Konseyi’nin, Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerin düzeyinin artırılması adına geliştirdiği 2007’deki stratejisini Avrasya coğrafyasında yaşanan çeşitli jeo-stratejik ve ekonomik değişimler neticesinde yenileyerek 2019’da daha kapsamlı bir stratejiyi uygulamaya aldığını bildirdi. Stratejiye genel olarak bakıldığında temel alanlar içerisinde insan hakları, hukukun üstünlüğü, sınır güvenliği, terörizmle mücadele, ticari ve ekonomik ilişkiler, iklim değişikliği gibi konular yer almaktadır. Özel olarak ise Rusya’nın Orta Asya bölgesindeki rolü ile Çin’in “Tek Kuşak Tek Yol” projesinin etkilerini ele alınmaktadır.
Son on yıl içerisinde Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, AB ve Çin için Orta Asya’nın daha ilgi çekici hale geldiğinin görüldüğünün altını çizdi. Bu süreçte en etkin aktörlerden birisi olan Rusya’nın 2000’lerin başından itibaren belirli ölçüde diğer aktörlerin daha etkin rol oynamaları ile hakimiyet gücünde azalmanın yaşandığını vurguladı. Rusya hariç diğer aktörler arasında en hızlı güçlenen ülkenin Çin olduğunu vurgulayarak özellikle ekonomik alanda Rusya’nın Çin’in gerisinde kalmaya başladığı görüşünü belirtti. Bu noktada Rusya’nın Avrasya Ekonomik Birliği ile bölge ülkeleriyle ekonomik bağlarını kurumsallaştırma çabalarına rağmen Çin’in ekonomik alandaki etkisinin artmaya devam ettiğini ifade etti.
AB’nin ise Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerini şeffaf bir ortamda farklı alanlarda karşılıklı menfaate dayalı işbirliği yoluyla geliştirmeyi amaçladığını dile getirdi. Bölgede AB’nin son zamanlardaki atılımları ile Rusya ve Çin arasında geçen etkinlik yarışına dahil olmaya başladığını ve önümüzdeki dönemlerde bu denge içerisinde daha yetkin bir konuma gelmeyi hedeflediğini dile getirdi. Seminerin devamında bölge içindeki değişimlere değinerek Kazakistan ve Özbekistan’da demokrasinin gelişmesi açısından önemli gelişmelerin yaşandığını lakin daha önceleri bölgenin demokrasi lideri olarak görülen Kırgızistan’da ise bir gerileme sürecinin meydana gelmekte olduğunun altını çizdi. Tacikistan ve Türkmenistan’ın ise bu konuda durumlarında bir değişimin gözlemlenmediğini vurguladı. Prof. Sanchez, AB’nin Orta Asya ülkelerine, doğru ve etkili yaklaşımları ile iki tarafın ilişkilerinin gerçek potansiyeline ulaşabileceğini belirterek konuşmasını bitirdi.
Seminer, katılımcıların konu ile ilgili çeşitli düşüncelerini aktarmaları ve soru-cevap bölümü ile sona erdi.