Enstitü Müdürü Dr. Suat Beylur, açılış konuşmasında Migration Research Foundation’ın faaliyet alanları ile Dr. Mehmet Köse’nin ilgi alanlarından bahsederek, göç olgusunun küresel politikalarda artan önemine değindi. Seminer konuşmacısı Dr. Mehmet Köse öncelikle diasporanın gelişim süreci ile ilgili kısa bir bilgi verdikten sonra, göç ve diaspora ile ilgili etnisite, millet, milliyet ve kimlik gibi kavramlar hakkında açıklamalar yaptı. Günümüzde on milyonlarca insanın kendi anavatanları dışında yaşadığını, bunların tamamının olmasa da önemli bir kısmının diaspora kavramı ve diaspora politikaları çerçevesinde değerlendirilebileceğini belirten Dr. Mehmet Köse, diaspora alanın artık devletlerin artan bir şekilde ilgi alanına girdiğini ifade etti.
Dr. Mehmet Köse, bugün sahip oldukları diasporalar üzerinde devletlerin farklı politikalar yürüttüklerini, bu noktada Türkiye’nin köklü bir diaspora politika geçmişine sahip olduğunu, bunda gerek 20. yüzyılın ortalarında Avrupa’ya olan işçi göçünün gerekse Balkanlarda ve Ortadoğu’daki Osmanlı bakiyesi toplulukların yerinin önemli olduğunun üzerinde durdu. Bununla birlikte Türk diasporası dönemsel olarak farklı karakteristik özellikler sergilemiştir. Orta Asya’daki diaspora olgusuna da değinen Dr. Mehmet Köse, sürgünler ve savaşlar nedeniyle bölgenin önemli göç akınlarına sahne olduğunu, bugün bölge kökenli milyonlarca insanın kendi anavatanları dışında yaşadığını, öte yandan özellikle 2000 sonrası dönemde ekonomik nedenlerle bölge ülkelerinden özellikle, Kırgızistan’dan, Tacikistan’dan ve Özbekistan’dan 5 milyonun üzerinde insanın Rusya Federasyonu’na göç ettiğini dinleyicilerle paylaştı. Hangi nedenlerle olursa olsun bugün kendi anavatanları dışında yaşayan Türk diasporasının hem sayısal hem de ekonomik büyüklük olarak azımsanmayacak bir oranda olduğunu ifade eden Dr. Mehmet Köse, söz konusu diaspora için bölge devletlerinin geliştirecekleri politikalarda Türkiye tecrübesinin de önem arz ettiğinin altını çizdi.
Seminer, katılımcıların soru ve görüşlerinin ardından Dr. Suat Beylur’un teşekkür konuşması ile tamamlandı.