Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer’in açılış konuşmasından sonra söz alan Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fırat Yaldız, ana hatlarıyla “diaspora” terimini ve diaspora araştırmalarından bahsederek, “Türk diasporası var mı?” sorusu çerçevesinde Türk diasporasına ilişkin kavramsal meseleler hakkında detaylı bilgiler sundu.
Öncelikle “diaspora” kelimesinin geçen yüzyılın ortalarından önce açık bir şekilde olumsuz bir çağrışım olduğunu ve suç ihbarları, gettolaştırma, soykırım vb. bağlamlarda kullanıldığını vurgulayan Doç. Dr. Fırat Yaldız, son zamanlarda ise bu kelimenim çoğumuzun anladığı anlamda kullanılmaya başlandığını belirtti. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki İrlandalılar’ın kendi kaderini tayin hakkı, Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler, İsrail dışındaki Yahudiler vb. gibi topluluk ve meselelerin bu terimin oluşumunu önemli ölçüde etkilediğinin altını çizen Doç. Dr. Fırat Yaldız, özellikle son yıllarda küresel ölçekte göçün artmasıyla birlikte diaspora kelimesinin daha tarafsız bir anlam kazanmaya başladığını kaydetti.
Seminerin devamında, Türk diasporasının olup olmadığını belirlemenin çok zor olduğunu açıklayan Doç. Dr. Fırat Yaldız, çoğunlukla Türk diasporasının kimin parçası olduğunu ve çerçevesinin nasıl tanımlanacağını belirlemenin zor olduğunu ifade etti. Bu bağlamda Doç. Dr. Fırat Yaldız, Türkiye dışında yaşayan ve diaspora olarak sınıflandırılabilecek bir topluluğun var olduğunu anlattı. Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olan çok sayıda Türk topluluğunun imparatorluğun çöküşünden sonra başka devletlerin vatandaşı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Fırat Yaldız, aynı zamanda, nispeten yakın zamanda Türkiye’den ayrılan ve ülke dışında yaşayan çok sayıda Türk’ün olduğunu da bildirdi. Buna ek olarak, Türkiye’nin tüm Türk halklarını ayrı bir akraba halk kategorisi olarak tanımladığını vurgulayarak, bu kategorinin Orta Asya, İran, Kafkaslar, Rusya ve Çin’de yaşayan birçok Türk halkını içerdiğini kaydetti. Doç. Dr. Fırat Yaldız, Türkiye’nin kardeş Türk halklarıyla çalışmak için ayrı bir strateji geliştirdiğini ve bunun Türkiye’nin uluslararası siyasetine ve diplomasisine de yansıdığını vurguladı. Türk devleti tarafından finanse edilen ve Türk diasporalarıyla çalışan birçok kuruluşun bulunduğuna değinen Doç. Dr. Yaldız, tüm söz konusu çabalara rağmen, Türkiye’de diaspora tanımı için net bir yasal çerçeve belirleme girişimlerinin şu ana kadar devam ettiğini anlattı ve yasal çerçevesinin karmaşıklığına rağmen, Türk veya Türk diasporasının tanımının net bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulayarak sözlerine son verdi.
Seminerin sonunda katılımcılar bu konudaki tartışmaya aktif olarak katıldılar ve konuyla ilgili görüş alışverişinde bulundular. Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer, seminerin çok doyurucu ve yararlı bir şekilde geçtiğini belirterek, semineri için Doç. Dr. Fırat Yaldız’a teşekkür etti.