Sosyal bilimlerdeki gelişmelere paralel olarak kültürel konuların farklı açılardan incelenme imkânları artmaktadır. Günümüzde yaşanan bu süreç, bilimsel düşünce ve keşiflerin daha sağlam kaynaklara dayanarak doğruluğunun ve gerçekliğinin ortaya konulması gerektiğini bizlere göstermektedir. Her ne kadar bu anlayışın temel olarak alındığı pek çok alan olmasına rağmen bazı bilim dallarında kaynak gösteriminde farklı yöntemlere başvurulduğu görülmektedir. Bu tür yöntemlerin büyük çoğunluğu sosyal bilimlerde yoğunlaşmaktadır. Bunlardan birisi de, etnokültürel modellerin incelenmesinde görsel yöntemlerin etkili bir şekilde kullanımıdır. Görsel araştırma yöntemleri ilk olarak batılı araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir. Özellikle Amerikalı kültür antropologu Margaret Mid, Papua Yeni Gine’deki eski kabilelerle ilgili araştırmasında görsel imgeleri etnografik araştırmalarda kullanmaya başlamıştır (articlekz.com, 2016). Günümüzde bu yöntem gelişerek görsel antropoloji olarak sosyal antropoloji içerisinde ayrı bir bilimsel alan haline gelmiştir. Görsel antropoloji, kültürün fotoğraflar, resimler, filmler ve ses kayıtları aracılığıyla incelenmesidir. Bu bilimsel yöntemin gelişmesi, doğal olarak teknoloji ile doğrudan ilgilidir. Örneğin, bundan 150 yıl önce araştırmacılar, bilimsel çalışmaları için saha araştırmalarında kullanacakları bilgi ve görsel imgeleri kalem ve kağıt yardımı ile üretmekteydiler.
Bununla birlikte, Kazakistan’da, bu araçların belli alanlarda kullanımları yaygınlaşırken, etnokültürel araştırmalarda fotoğraf ve video materyallerinin kullanımı gibi özel görsel yöntemler henüz yeterince gelişmemiştir. Lakin araştırmacılar gerekli araştırma konularında bilimsel çalışmalar için fotoğraf veya video çekerek bulgularını literatüre dahil etmektedirler.
Bu araştırma, Türkistan bölgesini kapsadığı için, Türkistan şehrinin sosyal ilişkilerine ve kültürel süreçlerine ve Türkistan’daki insanların günlük yaşamına odaklanmaya çalışmaktayız. Bu önceliği görsel antropoloji yöntemlerini kullanarak fotoğraf olarak çekilen belgeler veya fotoğraflar aracılığıyla uygulamayı tercih ettik.
Genel olarak, Türkistan’ın ilk resimleri 19. yüzyılın ikinci yarısındaki çizimleri, fotograflar üzerinden tasvir edilmiştir. Örneğin, A.K. Gaines, 1886 yılındaki Türkistan seyahatinde Hoca Ahmet Yesevi türbesini ve diğer yapıları kayıt altına almıştır. Bununla birlikte şehrin ana caddelerinin de fotoğrafını çekmiştir (Gaines, 1898). Bu tarihi fotoğraflar “Türkistan Albümü” adı ile bir araya getirilmiş olup 19. yüzyıl Türkistan kentinin günlük yaşamını anlatan çeşitli tarihi resimleri içermektedir (wdl.org, 2016). Buna ek olarak turistlerin ve askeri araştırmacıların özel çizimleri de çeşitli arşivlerde saklanmaktadır.
Günümüzde sosyal ağların modern toplumun ana bilgi platformu haline geldiği bilinmektedir. Görsel antropoloji yöntemleri genellikle aile albümlerine dayanarak araştırmaların yapılmasını uygun bulmaktadır. Ancak günümüzde aile albümlarinin anlamı kaybolmakta ve onun yerini sosyal ağlardaki sayfalar almaktadır. Bu bağlamda, Türkistan şehrindeki kültürel eğilimleri ve kent nüfusunun günlük yaşamlarını Facebook, Instagram ve Vkontakte ağları aracılığıyla belirlemeye çalıştık. Bu bağlamda, 2018 istatistik verilerine göre, Kazakistan gençleri boş zamanlarının %70’ini Instagram’da, %69.2’si Vkontakte’de ve %29.5’i Facebook’ta geçirdiklerini belirtmek gerekir (Kazakistan Gençleri, 2018). Günümüzdeki bilgi alışverişindeki hız, onu tam olarak takip ve kontrol etmemize izin vermemektedir. Lakin araştırma alanımız ile ilgili, özel kronolojik, tematik ve sayısal karşılaştırmalı yöntemler kullanarak bu veritabanından gerekli bilgileri elde etmeye çalıştık. Bunun için adı geçen sosyal ağlardaki toplam fotoğrafların sayısı belirlenmiştir ve fotoğraflar #түркістан, #туркестан, #turkistan etiketleri (hashtag) aracılığı ile filtrelenerek incelenmiştir. Örnek olarak, Instagram’da 2020’nin Ocak ayına kadar #түркістан etiketi ile 95,136 foto ve video paylaşılırken, #туркестан etiketi ile 465,348, #turkistan etiketi ile ise 46,852 foto ve video paylaşılmıştır (Yazarın Kendi Materyalleri, 2020).
Bu noktada belirtilmesi gerekir ki, kültürel görsel antropoloji tekniklerine uygun olarak, sadece incelenen toplum temsilcileri tarafından paylaşılan fotoğrafların kullanılması gerekmektedir. Böylece yerel kültürel ve sosyal ilişkilerin tam olarak tanımlanmasına imkân tanınır. Bu metodolojik bakış açısını takiben, tüm etiketlenen fotoğrafların incelenmesinin doğru olmadığı kanısına vardık. Bunun nedeni, okuyucu sayısını artırmaya veya reklamlarını sosyal ağlarda yayınlamaya çalışanların, paylaşımlarında Kazakistan’ın tüm şehirlerini etiketlemiş olmalarıdır. Öte yandan Türkistan adı ile etiketlenen ve çekilen fotoğrafların başka bir bölgeye ait olma durumları da bulunmaktadır. Bu bağlamda fotoğrafları analiz ederek, onların içinden coğrafi konum filtresi kullananların araştırmaya dahil edilmesinin daha doğru bir yöntem olacağına karar verdik. Örneğin, Instagram’daki araştırmamızda Türkistan şehrine ait ilk fotoğrafın 10 Mayıs 2014’te paylaşıldığı görülmektedir. Fotoğrafta Hoca Ahmet Yesevi türbesinin ön cephesi çekilmiştir. Genel olarak, 2014 yılında Instagram’da toplam 37 fotoğraf paylaşılmıştır. Bunların %35’i Hoca Ahmet Yesevi türbesi etrafında çekilen fotoğraflardan oluşmakta olup, %40’ı bina içinde ve düğünlerde çekilen özel fotoğraflardan oluşmaktadır. Geri kalan %25’i ise gündelik yaşama ait çeşitli fotoğraflardan oluşmaktadır. 2015 yılında Instagram’da paylaşılan fotoğrafların sayısının artış eğilimi içerisinde olduğu görülmektedir. Öte yandan paylaşılan fotoğrafların nedenlerinde de çeşitli farklılıklar gözlemlenmektedir. Örneğin, 2015 yılında yayınlanan 219 fotoğraftan %26.5’i Hoca Ahmet Yesevi türbesi etrafında çekilirken, %15’i düğünlerde çekilen fotoğraflardan oluşmakta olup fotoğrafların geri kalan % 58.5’i türbe içerisinden çekilen fotoğraflar ve kişilerin özel fotoğraflarını içermektedir (Yazarın Kendi Materyallari, 2020).
2016 yılında paylaşılan fotoğrafların toplam sayısı 647 civarında olup bunların %9’u düğün fotoğrafları, %13.4’ü çocuk fotoğraflarından oluşmaktadır. Yani aile temalı paylaşılan fotoğrafların 2016’da çoğaldığını görebilmekteyiz. Geri kalan paylaşımların %44,6’sı ise çeşitli fotoğraflar ile %2’lik reklam amaçlı fotoğrafları kapsamaktadır. Instagram’da 2016’da paylaşılan fotoğrafların incelendiğinde Türkistan halkının sosyal yaşamı hakkında dikkat çekici sonuçlar elde etmekteyiz. 2016’dan başlayarak Türkistan sakinlerinin paylaşımlarında aile fotoğraflarının yaygınlaşması şehir halkının aile olarak dinlenmeye odaklanmaya ve bunları yayınlamaya hazır başladıklarını göstermektedir. Bununla birlikte, işyerindeki fotoğrafların ortaya çıkması, kişilerin fotoğraf çekilmek için özel alanlara gitmeden, işyerinde de hatıra fotoğrafları çekmeye başladıklarını göstermektedir. 2016 yılında Instagram üzerinden reklam fotoğraflarının ortaya çıkması, Türkistan şehrinde yerel ticaret ilişkilerinin yeni yöntemlerle gelişerek bir dönüşüm yaşadığını da bildirmektedir. Şehir halkının günlük yaşamlarından fotoğrafları artan oranlarda yüklemeye başlaması boş zamanlarında internet kullanımının artmaya başladığını da gözler önüne sermektedir. Ayrıca, son 3 yıllık paylaşımlarda da ayrı bir öneme sahip olan Hoca Ahmet Yesevi türbesi yakınında çekilen fotoğraflar, türbeyi dinlenme yeri ve yerel halkın ziyaret ettiği ana merkezlerden birisi olarak göstermektedir. Buna ek olarak, türbedeki fotoğraflar, şehre gelen turistlerin de sayıları hakkında bilgiler sunmaktadır. Düğünlerden ve çeşitli kutlamalardan fotoğraflar ise bölgedeki akrabalık bağlarının güçlü olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Genel olarak, günümüz Kazak toplumundaki akrabalık bağlarının yansımasının ana göstergesi şüphesiz ki düğünler ve merasimlerde ortaya çıkmaktadır.
Instagram’daki fotoğrafların ile Facebook’taki fotoğraflar karşılaştırıldığında birçok farklılık görmek mümkündür. Özellikle, Facebook’da 2017-2018 yılları arasında paylaşılan fotoğrafların büyük çoğunluğunu sosyal sorunlar ile ilgili konular oluşturmaktadır. Bu durum, şehirdeki güncel sosyal sorunların incelenmesine yardımcı olmaktadır. 2018’de paylaşılan fotoğrafların 2017’ye göre içerik açısından da değişikliğe uğradığı ve resmi makamların paylaşımlarının arttığı fark edilmektedir. Bunların arasında devlet kurumlarının toplantıları, konferanslar, açılış törenleri, konserler, müzeye giden öğrencilerin fotoğrafları çoğunlukla yer almaktadır. Bunun nedenleri arasında Facebook’ta devlet kurumlarının özel sayfalarının açılması ve ikinci olarak da eyalet merkezinin Türkistan’a taşınması gibi sebepler gösterilebilir. Buna benzer eğilimler, Vkontakte sosyal ağı için de geçerlidir. Vkontakte sosyal ağı içerisinde ise ana eğilim, kişilerin şahsi hesaplarına ek olarak site içinde kurulan grupların da aktif bir şekilde paylaşımlarda bulundukları görülmekte olup genel olarak halkın günlük yaşamlarına dair fotoğrafların paylaşıldığı gözlemlenmektedir.
Sonuç olarak, sosyal ağlarda paylaşılan fotoğraflar, Türkistan şehrinin görsel analizinin yapılmasında ve sakinlerinin kültürel potansiyelini ve sosyal durumunun incelenmesine olanak sağlamaktadır. Paylaşılan fotoğraflar aracılığıyla şehir halkının tatil dönemlerinde en çok gittiği mekânların haritasının oluşturulmasına yardımcı olmaktadır. Bunun dışında şehir halkının günlük hayatındaki değişiklikleri de göstermektedir. Genel olarak, sosyal ağlarda yayınlanan fotoğraflardan Türkistan’daki kültürel eğilimler içerisindeki değişiklikleri görmemiz mümkün olmaktadır. Bu gelişmeler, aynı zamanda, şehrin mimari görünüşü hakkında son gelişmeleri de takip etme olanağı sağlamaktadır. Günümüzde, Kazakistan’daki bazı araştırma merkezleri, medyada yer alan bilgileri inceleyerek çeşitli analizler üretmektedir (eljastary.kz, 2019). Bu bağlamda, sosyal medya veri tabanlarındaki bu içerik analizlerinin, önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Benzer çalışmaların, Türkistan şehrinin antropolojisinde görsel materyallerin kullanımında yeni imkanların artmasına sebep olacağı söylenebilir.
Kaynakça:
Not: Bu blogda ifade edilen görüşler yazarın kendi görüşleri olup Enstitü’nün yayın politikasını yansıtmamaktadır.
Daulet Jaylıbayev, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır. 2009 yılında Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi Tarih Fakültesinden lisans derecesini almıştır. Yüksek lisans eğitimini ise 2013 yılında Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi Etnoloji Fakültesinde sunduğu “Kazakistan’daki Azerbaycanlar: Etno-kültürel Süreçler” konulu yüksek lisans teziyle tamamlamıştır.