Bağımsızlığın ilk yıllarında Özbekistan Cumhuriyeti’nin ekonomik gelişimi, Özbekistan’ın Birinci Cumhurbaşkanı İslam Karimov tarafından önerilen “Özbek Modeli” temelinde gerçekleştirilmektedir. Reform sürecinde serbest piyasa ekonomisine geçişin beş temel ilkesinin uygulanması, ülkenin belirlenen hedeflere daha kısa sürede ulaşmasında, olumlu sonuçlar elde etmesinde ve yıllık ekonomik büyümenin sağlanması ile vatandaşların refahının artırılmasına katkı sağlamaktadır. Ekonomik reformların etkili ve tutarlı bir şekilde uygulanması nedeniyle, ekonominin yapısında ve gelişim sürecinde pozitif değişimler görülmüştür (Podrobno.uz, 2017).
Reformların ilk aşamasında, pazar altyapısının oluşturulması ve pazar ilişkilerinin kurulması adına gerekli koşullar ve düzenlemeler oluşturulmuştur. Bu aşamada girişimcilerin işlerini hızlı bir şekilde geliştirmeye başladığı görülmektedir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yaygın bir şekildeki gelişimi devlet desteğiyle ile daha da güçlenmekte olup ülke içindeki özelleştirme süreçlerinde de gelişme kaydedilmiştir (Biznes-daily.uz, 2018). Özbekistan’daki reformların ikinci aşaması ise, tamamen ekonominin finans sektörünü güçlendirmeyi ve istikrara kavuşturmayı amaçlamıştır. Böylece 1998 yılına kadar ekonominin reel sektörüne çekilen toplam yabancı yatırım tutarı 10 milyar doları aşmıştır. Bu yabancı yatırımlar ülkenin enerji ve sanayi sektörlerinin geliştirilmesine kendi olumlu etkilerini göstermiştir.
Üçüncü aşamada ise, modern bir ekonominin temelinin oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütülmüştür. Makroekonomik dengeler de istikrar sağlanmış ve yeni kurumlar ile yönetim organları oluşturulması adına pek çok çalışmalar yapılmıştır. Çeşitli değişiklikler finansal, vergi ve para sistemlerinde gerçekleştirilmiştir. Örneğin, sadece 1998 yılında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hacmi %4,4 artmıştır ve bunun içinde sanayi sektörü %5,8 tarım ise %4’lük bir artış ile önde gelen sektörler arasında yer almışlardır.
Özbekistan ekonomisini gelişim süreci içerisinde 2008 sonrasında yeni bir dönemin başladığını ifade edebiliriz. Küresel finansal ve ekonomik krizin etkilerinden ekonominin büyüme oranını korumak adına Özbekistan Devleti “2009-2015” krizle mücadele programı hazırlanmıştır. Program zorlu kriz koşullarında bile ekonominin büyümesinin sürdürülebilirliği ile istihdam düzeyini korumayı amaçlamıştır. Öte yandan çeşitli sosyal programlar geliştirilerek halkın refahının istikrarlı bir şekilde korunması sağlanmaya çalışılmıştır (Cyberleninka.ru, 2018). Bu alınan önlemler sayesinde krizin etkileri belirli ölçülerde azaltılmasına rağmen ekonominin büyüme oranının 2008’de %9’dan 2015’de %7’ye düşmesinin önüne geçilememiştir (Dünya Bankası, 2019). İslam Karimov’un vefatının ardından 2016 yılında Cumhurbaşkanlığına seçilen Şavkat Mirziyoyev ülkenin ekonomik durumunun daha üst seviyelere taşınarak canlandırılması gerektiğini ve bunun da pek çok sektörlerde yapılacak reformlarla oluşabileceğini belirtmiştir. Mirziyoyev liderliğindeki Özbekistan ekonomisinin belirlenen pek çok alanda planlanan ve gerçekleştirilmekte olan reformlar sayesinde dünyaya daha fazla açılarak ekonominin altyapısının sağlamlaştırılmasına olanak sağlamaktadır. 14 Aralık 2016 yılında Oliy Meclisinin ortak toplantısında Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev, endüstrilerin ve bölgelerin modernleşmesinin, rekabet güçlerinin artırılmasının ve ihracat potansiyelinin geliştirilmesinin her daim devletin gözetiminde olacağını belirtmiştir (Fundamental-economic.uz, 2017).
2015’den itibaren etkisini gösteren ekonomik durgunluk Mirziyoyev’in reformlarının ilk neticelerini göstermesi ile birlikte artış eğilimine girerek 2017’deki %4,4’den 2018’de %5,1 ve 2019’da %5,2’ye çıktığı görülmektedir (World Bank, 2019). Sektörel bazda ise ülkenin GSYİH’sının gelişimi içerisinde en büyük katkının sanayi ve inşaat sektörlerinden sağlandığı görülmektedir. Örneğin, inşaat sektörünün hacmi 2018 yılına göre %19,3 artarak 2019’da 6,1 milyar doları oluşturmuştur.
Dünya Bankası uzmanlarının tahminlerine göre, 2021’de Özbekistan’ın GSYİH’daki artışı %5,5 ve 2021’de ise %6 olacağı tahmin edilmektedir. Aynı zamanda uzmanlara göre bu göstergeyi etkileyen ana faktörler arasında yabancı yatırımlarda artış ile ihracat hacminin çoğalması bulunmaktadır (Andris Molchanov, 2019).
Ülkeye yapılan yabancı yatırımlara baktığımızda en büyük yatırım potansiyeline geleneksel endüstrilerin sahip olduğu görülmektedir. Bunlar arasında petrol ve doğal gaz, kimya ve madencilik sektörlerine ek olarak ziraat ve tekstil endüstrileri ile inşaat, bankacılık, telekomünikasyon ve turizm gibi büyüme oranları artan ve potansiyel vaat eden alanlarda dahil olmaktadır (Podrobno.uz, 2019). Buna ek olarak ülkenin Ekonomi ve Sanayi Bakanlığı, Özbekistan’ın 2030 yılına kadar ilk 50 ekonominin arasında yer alması için entegre bir kalkınma konsepti geliştirmektedir (Uz.sputniknews.ru, 2019).
2018’e göre, doğrudan yabancı yatırım hacmi yaklaşık 1,5 kat artarak 4,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bu nedenle 142 modern işletme devreye alınmıştır (Regnum.ru, 2018). Yani, örneğin, metalurji endüstrisinde doğrudan yabancı yatırımlar gelişimi 2018’e göre 2 kattan fazla artmıştır, tekstil endüstrisi 2,7 kat, gıda ürünleri üretimi 3,1 kat, ilaç endüstrisi 6,3 kat artmıştır (Uzdaily.com, 2019). 2018 yılında Özbekistan Devlet Yatırım Komitesi’ne göre, yetkililer 1,7 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çekmiştir. Son 20 yıl içerisinde Özbekistan ekonomisinde doğrudan yabancı yatırımların hacmi 25,3 milyar doları oluşturmuştur. Bunun 11,8 milyar doları son birkaç yılda yatırılmıştır. Eğer ülkede değişiklikler son birkaç yıldaki aynı yüksek hızda gerçekleşmeye devam ederse, devlet yabancı yatırımcılara uzun vadeli yatırımlar için her zamankinden daha ilgi çekici fırsatlar sunabilecektir. Bu noktada 2018’de Özbekistan’ın Doing Business değerlendirmesinde 166. sıradan 76. sıraya çıkması da yatırımcıların ilgisini çektiğini belirtmeliyiz (Forbes.kz, 2019).
Sonuç olarak yatırım ve tüketimin artması, ülke ekonomisinin büyüme oranına ve genel anlamda kalkınmasına katkıda bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde yatırımların ekonomik büyümenin ana motoru olmaya devam edeceği de ifade edilebilir. Genel olarak, 2020-2021 yılları devam eden ekonomik reformlar ekonominin büyüme oranının gücüne güç katacaktır. İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, hane halkı gelirlerinin artması, ihracat hacminde beklenen artış gibi olumlu senaryolar bir arada düşünüldüğünde Özbekistan ekonomisinin önümüzdeki yıllar içerisinde sürdürülebilir artışını devam ettirebileceğini ifade edebiliriz.
Kaynaklar:
Not: Bu blogda ifade edilen görüşler yazarın kendi görüşleri olup Enstitü’nün yayın politikasını yansıtmamaktadır.
Dr. Zhandos Ranov lisans eğitimini Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde tamamlamıştır. 2008 yılında Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonomi bölümünde yüksek lisans tamamlamıştır. Ardından aynı üniversitede Muhasebe ve Denetim bölümünde öğretim elemanı olarak çalışmıştır. 2017 yılında Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Maliye Anabilim Dalında "Kazakistan ve Türkiye’de Yerel Yönetimler" isimli doktora çalışmasını yapmıştır.