Turizm sektörü, hızlı gelişme potansiyeli ile pek çok ülkenin önemli gelir kaynakları arasında yer almaktadır. Küresel turizm gelirleri 2010’da 852 milyar dolardan 2019’da 3.5 trilyon dolara çıkarak sadece 9 yıl içerisinde 4.3 kat artmıştır [Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, 2010; 2019]. Lakin COVID-19 salgınının neden olduğu küresel çaptaki kısıtlamalar turizm sektörünü derinden etkileyerek büyük ölçekli daralma sürecine girmesine neden olmuştur. Hareket kısıtı ve ülkelerin sınırlarını kapatması turizm sektörünü en çok zorlayan sınırlamalar arasında yer almıştır. Çoğu ülkede aşılama oranlarındaki artış nedeniyle COVID-19 kısıtlamalarının azaltılması ve pek çok ülkede ise kaldırılması turizm sektörünün yeniden canlanmasına yardımcı olmaktadır.
Bu bağlamda en sıkıntılı geçen 2020-2021 verilerine baktığımızda 2021’de 415 milyon kişinin dünyanın çeşitli ülkelerine seyahat ettiği görülmektedir. Bu rakam 2020’deki 400 milyon turist ile karşılaştırıldığında %4’lük bir artışa işaret ederken, 2019’daki 1.5 milyar turist sayısının neredeyse dörtte birine denk gelmektedir. Turizm gelirleri bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında 2021’de yaklaşık %15’lik bir artış ile 1.9 trilyon dolara ulaşmıştır. Her ne kadar 2021’de 300 milyon dolarlık bir artış yaşanmış olsa da COVID-19 öncesi 2019 gelirinin, hala 1.6 trilyon dolar gerisindedir. Bu konuda her ne kadar küresel boyutta turizm sektöründe az da olsa bir iyileşme görülse de COVID-19 öncesindeki rakamların en erken 2024’te yakalanabileceği ifade edilmektedir [Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, 2022a].
Küresel turizm eğilimleri içerisinde Ocak-Mayıs 2022 verilerini 2019’un aynı dönemi ile karşılaştırdığımızda ise bölgesel dağılım içerisinde yaklaşık %90 gerilemeyle Asya Pasifik bölgesinin turizm sektörünün en çok etkilenenler arasında başı çektiği, onu %54 ile Orta Doğu’nun takip ettiği bilinmektedir. bu süreçten en az etkilenen bölge ise %30’luk düşüşle Avrupa olmuştur. Turizm sektörü genel itibariyle küresel ya da bölgesel ekonomik, güvenlik, sağlık ve benzeri beklenmedik olaylardan kolayca etkilenebilmektedir [Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, 2022b]. Örneğin 2003’teki Sars virüsünün yayılması, 2009’daki küresel finansal kriz ve benzeri hadiselerin turizm sektörü üzerindeki küresel çaptaki etkisinin yaklaşık 5 ay ile 12 ayı geçmeden azaldığı ve yeniden büyüme ivmesini yakaladığı görülmüştür. Üçüncü senesinde hala çeşitli varyantlarının ortaya çıkması nedeniyle devam eden COVID-19 salgını turizm sektörünün küresel çapta büyüme hızını baskılamakta ve 2019 öncesi seviyelere ulaşmasını geciktirmektedir [Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, 2022b].
Eşsiz doğal güzellikleri, tarihi mimarisi ve güçlü hizmet altyapısıyla dünyanın pek çok noktasından turistlerin ilgisini çeken Türkiye 2019’da ağırladığı 51.8 milyon turist ile dünya genelinde altıncı sırada yer almıştır [Daily Sabah, 2020]. 2019’da Türkiye’nin toplam turizm geliri 34.5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakam 2020’de neredeyse 3 kat azalarak 12 milyar dolara gerilemiş ve turist sayısı da 36 milyon azalarak 15.8 milyona düşmüştür. Yani Türkiye’de de COVID-19 kısıtlamalarının sıkı tutulduğu 2020’de dünya ortalamasına benzer bir azalma meydana gelmiştir. 2021’de ise turist sayısında yaşanan büyük artış ve ciddi ölçüdeki toparlanma, toplam turist sayısını 29.3 milyon artırırken turizm gelirlerinin de ikiye katlanarak 24.4 milyar dolara ulaşmasını sağlamıştır [Türkiye İstatistik Kurumu, 2022]. Bu çerçevede Türkiye’nin, dünya ortalamasının oldukça üstünde bir performans sergilediği söylenebilir. Bu sonuçları dönemsel turizm verileri bağlamında daha yakından incelediğimizde, COVID-19 sonrasında en hızlı toparlanan dönemlerin, üçüncü ve dördüncü çeyrek olduğu göstermektedir. 2019’un üçüncü döneminde ülkeyi toplam 21.6 milyon turist ziyaret ederken turizm geliri 14 milyar dolar, dördüncü dönemde ise 10.8 milyon turist, 7.8 milyar dolar harcamıştır. 2021’e geldiğimizde üçüncü dönemde 13.6 milyon turist ülkeyi ziyaret ederken 11.3 milyar dolar turizm geliri elde edilmiştir. Bu rakamlar dördüncü dönemde ise 9 milyon turiste ve karşılığında 7.6 milyar dolar turizm gelirine ulaşmıştır. Turizm içerisinde yaz aylarındaki veriler, Türkiye’nin 2021 yılında COVID-19 öncesi yaz sezonu ortalama dinamiklerine oldukça yaklaştığını göstermektedir [Türkiye İstatistik Kurumu, 2022]. Ancak, 2021’in birinci ve ikinci dönemlerindeki turizm performansının henüz yeterince toparlanamaması nedeniyle yıllık rakamlar 2019’un gerisinde kalmıştır.
Bu noktada 2022’nin ilk dönem verilerinin oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü toplam turizm eğilimleri içerisinde en çok artması beklenen dönemler, ilk iki dönemdir. 2022’nin ilk dönem rakamları Türkiye’ye 6.4 milyon turistin geldiğini ve 5.4 milyar dolar gelir sağlandığını göstermektedir. Bu veriler, neredeyse 2019’un aynı dönemindeki turist sayısına (6.6 milyon) denk gelirken turizm geliri açısından ise 824 milyon dolarlık bir artışa işaret etmektedir [Türkiye İstatistik Kurumu, 2022]. Bu da 2022 için öngörülen 47 milyon turist ve 37 milyar dolar gelir rakamına ulaşma ihtimalini yükseltmektedir [Güngör, 2022]. Çünkü en düşük göstergeli dönemde bile 2019 rakamlarına ulaşılması ve hatta geçilmesi geri kalan dönemlerde de benzer olumlu bir ivmenin devam edeceğini göstermektedir.
Öte yandan dikkat çeken bir başka konu da, kişi başına düşen turizm gelirinin artmış olmasıdır. Türkiye’ye gelen turistlerin kişi başına harcamaları neredeyse 2000’lerin başından bu yana kademeli olarak azalmaktadır. Örneğin 2003’te kişi başına ortalama harcama 850 dolar iken 2010’da 755 dolara, 2019’da ise 666 dolara inmesinin ardından 2021’de 834 dolara yükselmiştir [Türkiye İstatistik Kurumu, 2022]. Bunun nedenleri arasında seyahat masraflarının genel olarak artmış olması ve kısıtlamalar sırasında seyahatlerin önemli bir kısmının iptal olması nedeniyle sonraki yıllar için biriken seyahat bütçelerinin daha fazla harcanması gösterilebilir.
Diğer önemli bir konu ise gelen turistlerin profilleri ile ilgilidir. Türkiye’ye gelen turistleri yabancı ve yurtdışında ikamet eden Türk vatandaşları olarak ayırdığımızda turizm performansına dair daha detaylı bilgilere ulaşılmaktadır. Türkiye’yi 2019’da ziyaret eden toplam turistlerin sayısı içerisinde 44.7 milyonu yabancı, 7.1 milyonu yurtdışında ikamet eden vatandaşlardan oluşmuştur. Turizm gelirleri açısından yabancılar 28.7 milyar dolar harcarken, yurtdışında yaşayan vatandaşlar 5.6 milyar dolar harcamıştır. 2019’da kişi başına ortalama harcama yabancı turistler için 642 dolar iken, yurtdışından gelen vatandaşlar için 796 dolar olarak gerçekleşmiştir [Türkiye İstatistik Kurumu, 2022]. 2020’de yabancı turistlerin sayısı 12.7 milyona düşerken, paralel olarak turizm geliri de 9 milyar dolara gerilemiştir. Yurtdışındaki vatandaşlar için bu rakamlar 3.1 milyon kişi ve 2.8 milyar dolardır. 2021’in dağılımında yabancı turistlerin sayısı 23.9 milyon kişi, 18.7 milyar dolar gelir ve kişi başına ortalama harcama 785 dolar olmuştur. Yurtdışından gelen vatandaşların sayısı 5.4 milyon kişi, 5.5 milyar dolar ve kişi başına ortalama harcama 1.029 dolardır [Türkiye İstatistik Kurumu, 2022]. Kısaca Türkiye’nin turizm sektörünün 2021’deki hızlı toparlanmasına en çok katkıyı yaz turizmi katkı sağlarken yabancı turistlere nazaran yurtdışındaki vatandaşların hem sayı hem de harcama bakımından çok daha hızlı bir şekilde artış göstermesi de genel toparlanma sürecine kendi katkısını sağlamıştır.
Turizm gelirleri açısından, bu harcama miktarlarının nerelere aktarıldığı da önem arz etmektedir. Çünkü yabancı turistler ile yurtdışında ikamet eden vatandaşların kalış süreleri, konaklama tercihleri ve harcama yapıları birbirinden ayrışmaktadır. Yabancı turistler her şey dahil paket turlar ile büyük işletmeler ve oteller ile belirli tatil bölgelerinde kalmayı tercih etmektedir [Newland ve Taylor, 2010]. Bu da turizm gelirlerinin sadece belirli işletmeler ve bölgeler içerisinde yoğunlaşmasına yol açmaktadır. Yurtdışından gelen vatandaşların ise tatillerine vatan hasreti unsurunun da eklenmesi ile aile ve tanıdık ziyaretleri, ülkenin pek çok farklı noktasında bulunmaları ve tatil giderlerinin yanı sıra çeşitli gıda, giyim ve benzeri alışverişleri onların hem daha fazla harcama yapmasına hem de oluşan bu gelirin genele yayılmasına olanak sağlamaktadır [Newland ve Taylor, 2010]. Bu olgu, küçük ve orta işletmelerin turizm gelirlerinden daha fazla faydalanmasına da katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda yurtdışında ikamet eden vatandaşların hem kişi başına daha fazla harcama yapmaları, hem daha hızlı bir şekilde toparlanma eğilimine sahip olmaları gibi avantajlı durumların oluşturduğu potansiyelden tam anlamıyla yararlanılması adına yurtdışındaki vatandaşların Türkiye’yi ziyaret etmelerini daha da cazip hale getirecek çeşitli adımların atılması genel perspektifte turizm sektörünün gelişim sürecine olumlu katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak Türkiye’deki turizm sektörü COVID-19 salgınının azaldığı ama bitmediği bir ortamda dünya ortalamasının oldukça ilerisinde bir toparlanma hızı yakalamıştır. Bu eğilim sayesinde 2022’de ortaya konulan 47 milyon turist ve 37 milyar dolar turizm gelirine ulaşılması pek muhtemel görünmekte olup küresel çapta 4 sene olarak öngörülen toparlanma sürecini yaklaşık iki sene içerisinde büyük ölçüde tamamlayarak önemli bir başarı elde etmektedir. Koronavirüsün daha başka ciddi bir varyantının ortaya çıkmaması durumunda Türkiye’nin bu hızlı toparlanma sürecini de fırsata çevirerek önde gelen turizm ülkeleri sıralamasında daha üst sıralara doğru tırmanma ihtimali yüksek görünmektedir.
Kaynakça:
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (2010). Turizmde Öne Çıkanlar 2010 Yayını. Alınan yer: https://www.e-unwto.org/doi/pdf/10.18111/9789284413720. Erişim tarihi: 01.08.2022.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (2022a). Turizm 2021’de %4 Büyüyor Ama Pandemi Öncesi Düzeylerin Çok Altında Kalıyor. Alınan yer: https://www.unwto.org/news/tourism-grows-4-in-2021-but-remains-far-below-pre-pandemic-levels. Erişim tarihi: 01.08.2022.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (2022b). Uluslararası Turizm ve COVID-19. Alınan yer: https://www.unwto.org/tourism-data/international-tourism-and-covid-19. Erişim tarihi: 01.08.2022.
Daily Sabah (2020). Türkiye 2019’da Dünyanın En Gözde 6. Turizm Destinasyonu Seçildi. Alınan yer: https://www.dailysabah.com/business/2020/02/11/turkey-named-worlds-6th-most-favorite-tourism-destination-in-2019. Erişim tarihi: 01.08.2022.
Güngör, Dilek (2022). Bu Yılki Hedef 47 Milyon Turist, 37 Milyar Dolar Gelir. Alınan yer: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/dilek-gungor/2022/07/29/37-milyar-dolar-gelir-47-milyon-turist. Erişim tarihi: 01.08.2022.
Newland, Kathleen ve Taylor, Carylanna (2010). Miras Turizmi ve Nostalji Ticareti: Kalkınma Peyzajında Bir Diaspora Nişi. Alınan yer: http://www.migrationpolicy.org/research/heritage-tourism-and-nostalgia-trade-diaspora-niche-development-landscape. Erişim tarihi: 01.08.2022.
Türkiye İstatistik Kurumu (2022). Turizm İstatistikleri. Alınan yer: https://data.tuik.gov.tr/Search/Search?text=turizm&dil=1. Erişim tarihi: 01.08.2022.
Not: Bu blogda ifade edilen görüşler yazarın kendi görüşleri olup Enstitü’nün yayın politikasını yansıtmamaktadır.
Cengizhan Canaltay, 2010 yılında lisans eğitimini KIMEP Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde tamamlamıştır. Yüksek lisans eğitimini 2014 yılında sunduğu ‘Oralmanlar’ın Kazakistan Toplumuna Entegrasyonu: Türkiye Kazakları’ konulu yüksek lisans teziyle tamamlamıştır. Cengizhan Canaltay, Ocak 2015'ten itibaren Avrasya Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapmaya başlamıştır. Eylül 2017'den bu yana müdür yardımcısı olarak çalışmaktadır. Çeşitli Kazakistanlı dergilerinde ve Bilig, Perception ve Central Asia Program gibi yabancı dergilerde makaleleri yayınlanmıştır.