Son yıllarda çevreyi ve doğayı koruma ve sürdürülebilir yeşil enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesiyle karbon emisyonu konusu, sıklıkla uluslararası kamuoyunun ana gündem maddeleri arasında yerini almaktadır. Ulusal verilere göre, Orta Asya ülkelerinde kömür kullanımı artmaktadır. Bu durum, bölgedeki enerji ihtiyaçlarının karşılanmasında kömürün hala önemli bir rol oynadığını ve bu enerji kaynağına olan bağımlılığın güçlendiğini göstermektedir.
Kömür, ekonomik büyüme ve sanayi üretimi için temel bir enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Ancak, bu kullanımın çevreye olan olumsuz etkileri ve karbon emisyonlarına katkısı yeterince dikkate alınmamaktadır. Bu bağlamda, sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelik politikaların ve yatırımların önemi daha da artmaktadır. Orta Asya ülkeleri için, kömür bağımlılığını azaltmak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak adına stratejik adımlar atılması gerekliliği ön plana çıkmaktadır.
Global Energy Monitor’un (GEM) “2024’te Kömür Artışı ve Çöküşü: Küresel Kömür Enerjisi Planının Takibi” adlı yıllık raporu, Orta Asya’da kömürle çalışan enerji üretiminin payının son on yılda iki katına çıktığını ortaya koydu (Globalenergymonitor.org, 2024). GEM verilerine göre, 2023’te Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’daki yeni kömür yakıtlı enerji üretim kapasitesi planları 8,1 gigawatt’a (GW) çıkarıldı. Bu rakam 2013’te 3,9 GW civarındaydı. Günümüzde kömür bölgenin elektrik üretiminin %45’ini oluşturmaktadır. Türkmenistan’ın elektrik üretmek için büyük oranda doğal gaz kullanması sebebiyle, ülkenin kömürden enerji üretimi bilgileri GEM raporunda yer almamaktadır.
Genel itibariyle GEM raporunda pek çok bölgede kömür yakıtlı enerji üretiminin azaltıldığı görülürken, hiçbir Orta Asya ülkesinin kömürle çalışan elektrik santrallerini kapatma veya üretimi azaltma niyetinde olmadığı belirtilmektedir. Dahası Orta Asya ülkelerinde tam tersine üretimin önemli ölçüde artırılması planlanmaktadır. Ayrıca, raporda bölgede kömür yakıtlı enerji kullanımının daha da artırılmasının kısa vadede sorunları çözebileceği, ancak uzun vadede hükümet bütçeleri üzerinde baskı yaratacağı belirtilmektedir. Kömür yakıtlı enerji santrallerinin yakın gelecekte kendi masraflarını dahi karşılayamayan ve çeşitli gereksiz sosyo-ekonomik ve çevresel maliyetlere yol açabileceği vurgulanmaktadır.
GEM raporuna göre, 2023’de Orta Asya’da kömürden üretilen 16,8 GW’lık elektriğin %60’ından fazlası eski santrallerde üretilmektedir. Bu noktada belirtilmesi gerekir ki bir kömür istasyonunun optimum hizmet ömrü 40 yıldır. Tesislerin bu sürenin ötesinde işletilmesi, aşırı hava kirliliği ve arızalar nedeniyle “ciddi riskler” oluşturmaktadır. Soğuk kış aylarında arıza olasılığının daha yüksek olması nedeniyle eski kombine ısı ve enerji santralleri için riskler daha fazla artmaktadır. Uzmanlara göre, yeni kömür kapasitesi inşa etmek Orta Asya için riskli bir stratejidir ve söz konusu ülkelerin yenilenebilir enerjiye, enerji depolamaya, akıllı enerji şebekelerine ve enerji iletim altyapısına öncelik vermesi gerekmektedir.
Kazakistan, yeşil ekonomiyi teşvik etme konusunda Orta Asya’da lider konumda olmasına rağmen aynı zamanda en çok kömür tüketen ülkedir. 2023’ün başında Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Comart Tokayev, Kazakistan’ın sera gazı emisyonlarını azaltmayı amaçlayan 2060’a kadar karbon nötrlüğe ulaşma stratejisini onayladı (Adilet.zan.kz, 2023). 2023’ün sonunda Kazakistan aynı zamanda Küresel Metan Taahhüdü’ne katıldı. Zira yakıt çıkarımından kaynaklanan metan emisyonlar da küresel ısınmayı tetiklemektedir. Ancak aynı yıl Kazakistan kömür kapasitesini 4,6 GW artırmayı planladığını duyurdu. Sonuç olarak GEM raporuna göre 2023’de alınan lansman kararıyla Kazakistan üretim kapasitesi açısından Çin ve Hindistan’ın ardından üçüncü sırada yer almaktadır (Globalenergymonitor.org, 2024).
Kazakistan’daki üretim artırma kapasitesi planları arasında Pavlodar bölgesinin kuzeyinde, Ekibastuz’da iki yeni büyük proje hayata geçirilecektir; bunlardan biri Ekibastuz GRES-2’nin modernizasyonu, diğeri ise yeni bir Ekibastuz GRES-3’ün inşasıdır. Bu noktada belirtilmesi gereken konulardan birisi de Kazakistan’daki mevcut kömür santrallerinin hiçbirinde faaliyet ömrü belirlenmemiştir. Bu nedenle çeşitli modernizasyon çalışmaları ile süresiz bir şekilde işletilebilmektedirler (Russian.eurasia.net, 2024). Halbuki yukarıda ifade edildiği gibi kömür santrallerinin ömrü en iyi koşullarda bile 40 yılı aşmamalıdır. Raporda diğer Orta Asya ülkelerinin de daha küçük ölçekte benzer üretim kapasitesini artıracak planları ve girişimleri olduğu belirtilmektedir.
Örneğin Kırgızistan, Celal-Abad bölgesinde yılda 0,7 GW üretim kapasitesine sahip yeni bir kömür istasyonu inşa etmek için bir Rus şirketleriyle anlaşma imzaladı. Yeni projenin toplam maliyetinin 2,3 milyar dolar olması tahmin edilmektedir (Asiaplustj.info, 2023). Özbekistan, Angren termik santralinde 2025’in sonuna kadar her birinin gücü 300 MW olan iki modern kömürlü termik santral kurmayı planlamaktadır (Podrobno.uz, 2022). Aynı zamanda, Orta Asya’nın en büyük kömür zenginliğine sahip olan Kazakistan’daki Bogatir kömür madenindeki üretimin 2024’de %25 artırma planının olması da, Orta Asya’daki kömür üretiminin artacağını göstermektedir. Tüm bu gelişmeler Kazakistan ve Kırgızistan’ın iklim değişikliğiyle mücadelesini zorlaştırarak maliyetini de artıracaktır. Bu durum bölgenin diğer ülkeleri için de geçerlidir.
GEM raporunda yer alan küresel eğilimler G7 içerisindeki sanayileşmiş ülkelerin toplam elektrik üretimi içerisinde kömürün payı 2015’de %23’den (443 GW) 2023’de %15’e (310 GW) gerilediğini göstermektedir. Fakat 2023’deki toplam kömür yakıtlı elektrik üretimi 48,4 GW’lik (%2) bir artışla 2,130 GW’ye ulaştı. Bunun ana nedeni, dünyanın en büyük kömür üreticisi ve tüketicisi olan Çin’in kömür kullanımını artırmış olmasıdır. Bu artış, küresel 48,4 GW’lik yükselişin üçte ikisini oluşturmaktadır (Globalenergymonitor.org, 2024).
Kömürden enerji elde edilmesi konusunda en çok eleştiri alan konulardan birisi hava kirliliğine yol açmasıdır. Bu konuda beş ülkenin de tamamında hava kalitesi istenilen düzeyde değildir. Orta Asya ülkelerindeki hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen yıllık PM2,5 seviyesinin 4,3 ila 12,6 kat üstüne çıkmaktadır. 2023’de Orta ve Güney Asya bölgesi dünyanın en kirli on şehrine ev sahipliği yapmaktadır. Örneğin, toz fırtınalarıyla boğuşan Duşanbe’de vatandaşlar yalnızca kış aylarında değil yıl boyunca hava kirliliğinin neden olduğu olumsuz sonuçlara maruz kalmaktadır.
Tacikistan, Dünya Hava Kalitesi Raporu’na göre 2023’de havası en kirli olan ilk 5 ülke arasında yer aldı. Tacikistan’daki ortalama yıllık PM2,5 konsantrasyonu, DSÖ hedefinin 9 kat üstündedir. Ülkede kapsamlı bir hava kalitesi izleme sistemi bulunmamakla birlikte verilere ulaşmada da sorun yaşanmaktadır. Taşkent ise en kirli şehirler listesinde 2020’de 18. sırada yer alarak “ılımlı” pozisyonundan 2024’de “korkunç” seviyesine geriledi. Şehir yönetimi elektrikli otobüslere geçiş yapmaya, yeşil alanı artırmaya ve daha sıkı endüstriyel düzenlemeler getirmek için adımlar atmaya çalışmaktadır.
2020’de Almatı’da da yüksek düzeyde hava kirliliği kaydedildi. Kazakistan’ın 2060’a kadar karbon nötrlüğe ulaşma yönündeki iddialı hedefine rağmen, yeni kömür yakıtlı enerji santralleri inşa etme planları bu hedefin ulaşılabilirliği konusunda şüphe uyandırmaktadır. Kazakistan Cumhuriyeti Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Öskemen örneğini dile getirerek bu istasyonları ana kirleticiler olarak adlandırmaktadır. Bu şehirdeki kömürle çalışan elektrik santrali şehirdeki havayı en çok kirleten işletmedir. Orta Asya’daki hava kalitesi krizi egzoz borularının çok ötesine geçmektedir. Çoğu şehirdeki PM2,5 kirliliğinin ana kaynağı, her zaman düşünüldüğü gibi ulaşım değil, kömürün kullanılmasıdır. Dünya Bankası, Tacikistan’daki PM2,5 konsantrasyonlarının %40’ının doğrudan fosil yakıt yanmasına atfedilebileceğini tahmin etmektedir (Canneca.org, 2024).
22 Şubat 2024 tarihinde Dünya Bankası, “2060’a Kadar Karbon Nötrlüğüne Ulaşmak: Avrupa ve Orta Asya için Sürdürülebilir Enerji Geleceği” başlıklı yeni bir rapor yayınladı (Worldbank.org, 2024). Raporda, gelişmekte olan Avrupa ve Orta Asya ülkelerinin yenilenebilir enerjiye geçiş ve fosil yakıtlara olan bağımlılığının üstesinden gelme yolları özetlenmektedir.
Avrupa ve Orta Asya bölgesi gaz ve kömüre olan bağımlılığını aşabilir ve 2040’a kadar kömürle çalışan enerji santrallerinin %90’ını kullanımdan kaldırabilir. Ancak Dünya Bankası raporuna göre, bunu başarmak için fosil yakıtlara yönelik sübvansiyonlardan vazgeçmek, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik sübvansiyonları getirmek ve geliştirmek ile karbon emisyonlarına ilişkin tarifeleri artırmak gerekmektedir.
Raporda, Kazakistan’da kömür kullanımının azaltılması ve Özbekistan’da ortaya çıkan arz-talep açığının ortadan kaldırılmasının yanı sıra Orta Asya’da bölgesel gaz ticaretini yoğunlaştırarak ve Türkmenistan’dan gaz ithalatını artırarak Orta Asya genelinde artan talebi karşılamanın mümkün olduğu belirtilmektedir. Yalnızca dokuz Avrupa ve Orta Asya ülkesinde karbon nötrlük hedefi mevcut ve bunlardan yalnızca beşi (Bulgaristan, Ermenistan, Hırvatistan, Kırgızistan ve Romanya) 2050 yılına kadar ve Türkiye 2053 yılına kadar bu hedefe ulaşmayı planlarken, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna daha uzak bir tarih olan 2060 yılını belirledi. Diğer 14 ülke ise net sıfır emisyona ulaşmak için henüz ulusal bir taahhütte bulunmadı. Rapor, Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki yükselen piyasa ve gelişen ekonomiye sahip olan Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Gürcistan, Kazakistan, Kosova, Kırgızistan, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna ve Özbekistan’ı kapsamaktadır.
Bölge, kömüre olan bağımlılığının üstesinden gelebilir ve 2040 yılına kadar linyit ve kömür yakıtlı enerji santrallerinin %90’ını aşamalı olarak devre dışı bırakabilir. Ancak yaygın bir şekilde devam ettirilen sübvansiyonlar kömürden uzaklaşmayı zorlaştırmaktadır. Karbon Nötrlüğü 2060 hedefine ulaşmak için, çoğu özel sektör tarafından sağlanacak olan 4,7 trilyon dolarlık (bölgesel GSYİH’nın %3,9’u) yatırıma ihtiyaç bulunmaktadır. Fosil yakıt gidişatıyla karşılaştırıldığında, enerji dönüşümü için gereken ek yatırım ise 872 milyar dolardır (Vsemirnyjbank.org, 2024).
Bu bağlamda, Orta Asya’da ülkelerin yeşil ekonomiye etkili ve adil bir geçişini sağlamak için ulusal düzeyde mevcut fiyatlandırma mekanizmalarının reformuna ve sosyal koruma sistemlerinin iyileştirilmesine öncelik verilmelidir. Temiz enerjiye özel yatırımı teşvik etmek için Orta Asya hükümetlerinin yatırımcılara uzun vadeli planlama ufukları sunması gerekmektedir. Bu çerçevede Kazakistan ve Özbekistan, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımların teşvik edilmesi ve uygun yasal çerçevelerin geliştirilmesi konusunda bölgedeki diğer ülkelerin önünde yer almaktadır. Ayrıca nispeten olgunlaşmış enerji sektörlerini ve ilgili kurumsal altyapıyı dikkate alarak, enerji geçişine piyasa temelli bir yaklaşımı benimsemeye devam etmelidirler. Ancak kendi enerji kaynaklarına sahip olmayan ve hidroelektrik ile ilgisi olmayan yenilenebilir enerji kaynaklarının payı düşük olan Tacikistan ve Kırgızistan için yapısal sorunların aşılmasında dış destek ve uzmanlık yoluyla enerji verimliliğinin artırılmasına odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi makul görünmektedir. Buna ilaveten, Asya Kalkınma Bankası’nın (AKB) Enerji Geçiş Mekanizması, Orta Asya ülkelerinin kömürle çalışan elektrik santrallerini planlanandan önce aşamalı olarak kaldırmasına yardımcı olabilir. Mekanizma şu anda Güneydoğu Asya’daki birçok ülkede faaliyet göstermektedir ve bu bağlamda bölgedeki bazı ülkelerin kömüre dayalı elektrik üretimine bağımlılığı göz önüne alındığında Orta Asya için büyük umut vaat etmektedir (Meirkhanova, 2023).
Sonuç olarak, Orta Asya ülkeleri Sovyet döneminden kalan altyapıyı kullanmaya devam ettiğinden ve bölgedeki kömür yataklarının yaygın olmasından dolayı kömüre olan bağımlılığını sürdürmektedir. Alışılmış yakıt türünü devam ettirmek bölgeye daha yeni olan yeşil enerjiye geçişi geciktirmektedir. Fakat bölge ülkelerinin bu farkındalıkla hava kirliliğini göz önüne alarak, kömür kullanımını azaltarak, yeşil enerjiye geçmeye yönelik çabaları göz ardı etmemesi gerekmektedir. Dahası, bölge ülkelerinin bundan sonra artan enerji talebi üzerine kömüre dayalı enerjiyi teşvik etmek yerine, yeşil enerjiye dayalı reformların artırılması konusunda çaba göstermeleri gerekmektedir. Bunun hızlı bir şekilde uygulamaya geçirilmesi ve kullanılması için yeşil enerji konusunda tecrübeli ülke ve aktörler ile iş birliği projeleri ve programların sayısının artırılması ve devlet tarafından desteklenmesi elzem görünmektedir.
Kaynakça:
Adilet.zan.kz (2023). Kazakistan Cumhuriyeti’nin 2060 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma stratejisinin onaylanması üzerine. Alınan yer: https://adilet.zan.kz/rus/docs/U2300000121. Erişim tarihi: 18.06.2024.
Asiaplustj.info (2023). Rusya ve Kırgızistan 3,5 milyar dolarlık anlaşma imzaladı. Alınan yer: https://asiaplustj.info/ru/news/centralasia/20231012/rossiya-i-kirgizstan-podpisali-soglasheniya-na-35-milliarda. Erişim tarihi: 18.06.2024.
Canneca.org (2024). Orta Asya’nın dumanında boğulmamak nasıl? Alınan yer: https://caneecca.org/kak-ne-zadohnutsya-v-smoge/. Erişim tarihi: 18.06.2024.
Globalenergymonitor.org (2024). Patlama ve düşüş kömür 2024. Alınan yer: https://globalenergymonitor.org/report/boom-and-bust-coal-2024/. Erişim tarihi: 18.06.2024.
Meirkhanova, Aruzhan (2023). Orta Asya’daki iklim riskleri: Enerji çeşitlendirmesi bölgeye yardımcı olacak mı? Alınan yer: https://daviscenter.fas.harvard.edu/insights/klimaticheskie-riski-v-centralnoy-azii-pomozhet-li-regionu-diversifikaciya-energetiki. Erişim tarihi: 17.06.2024.
Podrobno.uz (2022). Özbekistan, Angren Termik Santrali’ne iki güç ünitesi daha kurmayı planlıyor. Alınan yer: https://podrobno.uz/cat/obchestvo/uzbekistan-planiruet-postroit-eshche-dva-energobloka-na-angrenskoy-tes/. Erişim tarihi: 18.06.2024.
Russian.eurasia.net (2024). Orta Asya ülkelerinin kömür bağımlılığı sorun teşkil ediyor – rapor. Alınan yer: https://russian.eurasianet.org/. Erişim tarihi: 17.06.2024.
Vsemirnyjbank.org (2024). Yeni Dünya Bankası raporu: Kararlı eylemlerle gelişmekte olan Avrupa ve Orta Asya’daki ülkeler karbon nötrlüğe ulaşabilir. Alınan yer: https://www.vsemirnyjbank.org/ru/news/press-release/2024/02/21/with-decisive-actions-net-zero-energy-is-within-reach-in-the-emerging-europe-and-central-asia-says-new-world-bank-report. Erişim tarihi: 18.06.2024.
Worldbank.org (2024). 2060’a kadar net sıfır enerji: Avrupa ve Orta Asya’nın sürdürülebilir enerji geleceklerine yönelik yolculuğunun çizelgesi. Alınan yer: https://www.worldbank.org/en/region/eca/publication/net-zero-energy-by-2060-charting-europe-and-central-asia-s-journey-toward-sustainable-energy-futures. Erişim tarihi: 19.06.2024.
Not: Bu blogda ifade edilen görüşler yazarın kendi görüşleri olup Enstitü’nün yayın politikasını yansıtmamaktadır.
Kanapiyanova Zhuldyz 26 Aralık 1986'da doğdu. 2004 yılında liseden mezun oldu ve aynı yıl Abay Kazak Ulusal Pedagoji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi'ne girdi. Aynı yıl Ege Üniversitesi'ne (Türkiye, İzmir) yüksek lisans yapmak üzere girdi. 2012 yılında Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden yabancı dil bilgisi ile mezun oldu. Tez konusu “Küreselleşme ve Uluslararası Nükleer Politika” dır. Şimdi Hoca Ahmet Yesevi Kazak-Türk Uluslararası Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü'nde araştırma görevlisiydi.