24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya silahlı saldırısıyla başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, maalesef tüm acı sonuçlarıyla hala devam etmektedir. Çatışmaların başladığı tarihten bu yana iki tarafın da askeri kaybı hakkında çeşitli rapor ve tahminler yapılmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne (OHCHR) göre, 2 Nisan 2022 tarihine kadar Ukrayna’da savaşta 1.417 sivil ölmüş ve 2.038 sivil yaralanmıştır [OHCHR, 2022]. Önce Belarus’un ve sonrasında Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Rusya-Ukrayna barış görüşmelerinde umut verici bazı ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, henüz nihai bir ateşkes sonucuna varılamamıştır. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın daha ne kadar süreceği henüz belli değilken, olası bölgesel ve küresel etkilerinin nasıl şekilleneceği de dünya gündeminde en çok tartışılan konulardan biri olmaktadır. Mevcut durumuyla bile Rusya-Ukrayna Savaşı’nın, sadece iki ülke için değil, tüm dünya için de kalıcı olumsuz etkiler bırakacağı söylenebilir. Hal böyleyken, küresel hegemonya peşinde olan Çin’in söz konusu savaştan etkilenmemesi hiç de mümkün değildir. Öyleyse, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Çin’e olası etkileri de ele alınmalıdır.
Öncelikle, Pekin yönetiminin Rusya-Ukrayna Savaşı’na oldukça temkinli yaklaşmaya çalıştığını söylemek mümkündür. Çünkü Çin, Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik bir ikilemle karşı karşıyadır. Her şeyden önce, Çin’in söz konusu ikilemi, jeopolitik ve jeostratejik bir ikilemdir. Aslında jeopolitik açıdan bakıldığında, uzun yıllardır hep “barışçıl bir yükseliş” söylemini savunmaya çalışan Çin’in, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunmasından yana olması gerekirdi. Ayrıca, Tayvan’ı kendi topraklarının bir parçası olarak gören ve diğer ülkelerden de Çin’in toprak bütünlüğüne saygı duyması gerektiğini isteyen Pekin yönetiminin, Rusya’nın 2014’deki Kırım’ı ilhakına da ve hâlihazırdaki Ukrayna işgaline de tepki göstermesi gerekirdi. Aksine jeostratejik açıdan bakıldığında, ABD’yi ezeli rakibi gören ve ABD’nin başını çektiği Batı ittifakı karşısında Rusya’yı stratejik bir ortak belleyen Çin’in, “sınırsız ortaklık” ilişkilerinde bulunan Moskova’yı desteklemesi de tahmin edilmekteydi. Fakat Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ilk gününde, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini sadece kibar bir şekilde açıklayan Çin, aynı zamanda Rusya’nın da güvenlik endişelerine saygı duyulması gerektiğini bildirmiştir. Ayrıca, neredeyse 2014’den beri süregelen Ukrayna Krizi’nin arkasında hep ABD’yi görmüş olan Çin, krize yönelik ABD’yi provokatör olarak eleştirmeyi de unutmamıştır [Çin Dışişleri Bakanlığı, 2022]. Demek ki, bu güne kadar Kırım’ın ilhakını resmi olarak tanımayan ve kınamayan Çin, şimdi Rusya’nın Ukrayna işgali konusuna da müdahil olmaktan uzak durmaya çalışmaktadır. Zaten 14 Mart 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğünü teyit eden karara çekimser kalan Çin, 26 Şubat 2022 tarihinde BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya’nın Ukrayna işgalini kınayan karar tasarısına da çekimser oy kullanmıştır [BM Güvenlik Konseyi, 2014; BM Güvenlik Konseyi, 2022].
Çin’in Doğu Avrupa politikasında ve Kuşak ve Yol girişiminde stratejik bir öneme sahip olan Ukrayna’nın ise, aynı zamanda Çin’in askeri gelişiminde de önemli bir rol oynadığı ifade edilebilir. Çin’in geliştirdiği birçok silahın temeli Sovyet yapımı silahlara dayanırken, bu bağlamda Çin uzun yıllardır Ukrayna’dan en çok silah satın alan ülke konumundadır. Örneğin, Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) araştırmalarına göre, 2015-2019 yılları arasında Ukrayna’nın toplam silah ihracatının %31’ini Çin karşılamıştır [SIPRI, 2020a]. Ayrıca, 2012’den itibaren Çin deniz filosunda kullanımda bulunan “Liaoning” (001) adlı ilk uçak gemisi, aslında 1998’de Ukrayna’dan 20 milyon dolara satın alınan eski Sovyet yapımı bir uçak gemisidir [CSIS, 2020]. Çin’in askeri ve savunma sanayisinin gelişiminde silah ithalatının büyük önem taşıdığı dikkate alındığında, Pekin’in Kiev gibi bir silah tedarikçisini kolayca harcaması pek mümkün görünmemektedir.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Çin’e olası etkilerine bakıldığında, savaşın olumsuz ekonomik etkilerinin Çin’i de vurması kaçınılmazdır. Özellikle ABD ve Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere Batı ülkelerinin Rusya’ya karşı sert yaptırımları sonuçta küresel petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükselişe neden olmaktadır. Küresel enerji piyasasındaki fiyat artışının, dünya enerji tüketiminin yaklaşık dörtte birini oluşturan Çin’in enerji sektörünü olumsuz olarak etkileyeceği tahmin edilebilir. Zaten Rusya, yıllık petrol tüketiminin yaklaşık dörtte üçünü ve doğalgaz tüketiminin yaklaşık yarısını ithal eden Çin’in en büyük enerji ithalat kaynağıdır. Örneğin, 2021’de Çin’in Rusya’dan enerji ürünleri ithalatı, %47,4 artışla 334,29 milyar yuana (yaklaşık 51,82 milyar dolar) ulaşarak, Çin’in Rusya’dan toplam ithalatının %65,3’ünü oluşturmuştur [Çin Ticaret Bakanlığı, 2022]. Ayrıca, 4 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın enerji devi Gazprom ile Çin’in enerji devi CNPC arasında yılda 10 milyar metreküp gaz tedarik etmek üzere 30 yıllık bir sözleşme de imzalanmıştır [Reuters, 2022]. Çin’in Rusya’nın en büyük ticaret ortağı olduğu dikkate alındığında, yaptırımların pençesinde kalan Rusya ekonomisinin büyüme oranındaki muhtemel azalışın, önümüzdeki dönemde Çin-Rusya arasındaki ticari-ekonomik ilişkileri de olumsuz etkileyeceği aşikârdır. Örneğin, 2021’de Çin-Rusya arasındaki ikili ticaret hacmi 146,87 milyar dolara ulaşarak, bir önceki yıla göre %35,9 oranında artış göstermiştir. Bunun içinde Çin’in Rusya’dan ithalatı 79,32 milyar dolar, ihracatı ise 67,56 milyar dolar olarak kaydedilmiştir [Çin Ticaret Bakanlığı, 2022].
Savaşın olumsuz etkilerinin Çin’in Ukrayna ile ticari-ekonomik ilişkilerine de olumsuz yönde yansıyacağı tahmin edilebilir. Bilindiği üzere Çin, Ukrayna’nın da en büyük ticaret ortağıdır. Örneğin, 2021’de Çin ve Ukrayna arasındaki ikili ticaret hacmi 18,97 milyar dolara ulaşmıştır. Çin’in Ukrayna’dan ithalatı 8 milyar dolar olarak, bir önceki yıla göre %12,7 oranında artmışken, Ukrayna’ya ihracatı ise, 10,97 milyar dolar olarak, bir önceki yıla göre %31,9 oranında yükselmiştir [DW News, 2022]. Çin-Ukrayna ticari-ekonomik iş birliğinin önemli bir kısmını tarım sektörü oluşturmaktadır. Hatta Eylül 2013’te Pekin ve Kiev, Ukrayna’da tahıl ve et üretimi için toplam 3 milyon hektar tarım arazisi kiralama anlaşmasını imzalamış ve ilk aşamada Dnipropetrovsk Oblastı’nda 100 bin hektar tarım arazisi sağlanmıştır. Bu projeye Çin’in 2,6 milyar dolar yatırım yapacağı öngörülmüştür [People’s Daily, 2013]. Günümüzde Çin’in yıllık mısır ithalatının yaklaşık %30’unu ve arpa ithalatının %20’sinden fazlasını Ukrayna karşılamaktadır. Örneğin, 2021’de Çin’in Ukrayna’dan mısır ithalatı 8,24 milyon ton olarak, Çin’in toplam mısır ithalatının %29,07’sini oluşturmuştur. Aynı zamanda Çin’in Ukrayna’dan arpa ithalatı 2,8 milyon tona ulaşarak, ülkenin toplam arpa ithalatının %20’sinden fazlasına denk gelmiştir [DW News, 2022]. Bu bağlamda, Ukrayna’daki savaşın tarımın ekim döneminde hala devam ettiği dikkate alındığında, ülkenin tarım sektörünün ciddi zarar göreceğine kesin gözle bakılabilir. Ayrıca, 5 Mart 2022 tarihinde Ukrayna hükümeti, arpa, mısır ve karabuğday başta olmak üzere birçok önemli tarım ürünün ihracatını yasaklamıştır [Interfax, 2022]. Bu gelişmeler, kısa vadede Çin’in Ukrayna’daki tarım iş birliğini ve tarım ürünleri ithalatını olumsuz yönde etkileyebilir.
Özet olarak, gelinen noktada Rusya-Ukrayna Savaşı, sadece söz konusu iki ülkeyle sınırlı kalmayıp, bölgesel hatta küresel çapta büyük bir kriz haline gelmiştir. Dolayısıyla Çin, bahsedilen kriz karşısında kendi çıkarları açısından nasıl bir tutum sergileyeceğini düşünürken, bir taraftan da stratejik ortağı olan Rusya’nın, bir taraftan stratejik öneme sahip Ukrayna’nın, diğer taraftan ise, ABD başta olmak üzere Batı ülkelerinin bu süreçteki tutum ve yaklaşımlarını göz önünde bulundurmak zorundadır. Üstelik ABD karşısında Çin, küresel güç dengesinin şekillenmesinde, özellikle de Hint-Pasifik ve Orta Doğu bölgelerinde Rusya’yı stratejik bir ortak olarak nitelendirmektedir. Fakat Pekin’in, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Moskova’ya açıkça askeri bir yardım yapma olasılığı şimdilik çok düşüktür. Çünkü böylesi bir durumda, Çin ABD ve müttefiklerinin ekonomik yaptırımlarına maruz kalacaktır. Washington yönetimi, Moskova’ya askeri ya da başka yardımlar sağlamanın ağır sonuçları olacağı konusunda Pekin’i birkaç defa uyarmıştır [The Guardian, 2022]. Dolayısıyla Çin’in, önümüzdeki dönemde savaşın gidişatına göre bir denge politikası izlemeye çalışacağı beklenebilir. Aynı zamanda, savaş nedeniyle ABD başta olmak üzere Batı ülkelerinin odak noktasının, Hint-Pasifik’ten Doğu Avrupa’ya kayması, kısa vadede Çin’in çıkarına olduğu da belirtilmelidir.
Kaynaklar:
BM Güvenlik Konseyi (2014). BM Güvenlik Konseyi’nin Kırım referandumuna ilişkin eylemi engellendi. Alınan yer: https://news.un.org/en/story/2014/03/464002-un-security-council-action-crimea-referendum-blocked#.VRufg_yUegy. Erişim tarihi: 28.03.2022.
BM Güvenlik Konseyi (2022). Rusya, Güvenlik Konseyi’nin Ukrayna’ya yönelik eylemini engelledi. Alınan yer: https://news.un.org/en/story/2022/02/1112802. Erişim tarihi: 28.03.2022.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi (2022). Ukrayna: 3 Nisan 2022 tarihindeki sivil kayıp güncellemesi. Alınan yer: https://www.ohchr.org/en/news/2022/04/ukraine-civilian-casualty-update-3-april-2022. Erişim tarihi: 03.04.2022.
CSIS (2020). Çin’in ilk uçak gemisi nasıldır? Alınan yer: https://chinapower.csis.org/aircraft-carrier/. Erişim tarihi: 30.03.2022.
Çin Dışişleri Bakanlığı (2022). 24 Şubat 2022 tarihindeki Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying’in olağan basın toplantısı. Alınan yer: https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/xwfw_665399/s2510_665401/2511_665403/202202/t20220224_10645282.html. Erişim tarihi: 28.03.2022.
Çin Ticaret Bakanlığı (2022). Çin-Rusya ticari-ekonomik iş birliği derinleşmektedir. Alınan yer: http://www.crc.mofcom.gov.cn/article/marketsearch/hezuo/202202/424221.html. Erişim tarihi: 29.03.2022.
DW News (2022). Çin’in Ukrayna’ya ekonomik ilgisi ne kadar büyük? Alınan yer: https://www.dwnews.com/%E4%B8%AD%E5%9B%BD/60281498/%E6%8B%86%E5%B1%80%E4%B8%AD%E5%9B%BD%E5%9C%A8%E4%B9%8C%E5%85%8B%E5%85%B0%E7%9A%84%E7%BB%8F%E6%B5%8E%E5%88%A9%E7%9B%8A%E6%9C%89%E5%A4%9A%E5%A4%A7. Erişim tarihi: 31.03.2022.
Interfax (2022). Ukrayna’da çavdar, arpa, karabuğday, darı, şeker, tuz ve et ihracatı yasaklandı. Alınan yer: https://interfax.com.ua/news/economic/808490.html Erişim tarihi: 31.03.2022.
People’s Daily (2013). Ukrayna, Çin’e 3 milyon hektar tarım arazisi sağlayarak. Alınan yer: http://politics.people.com.cn/n/2013/0923/c70731-22997138.html. Erişim tarihi: 31.03.2022.
Reuters (2022). Rusya ve Çin, yeni boru hattı üzerinden 30 yıllık doğalgaz tedariki için avro ile anlaşmaya vardı. Alınan yer: https://www.reuters.com/world/asia-pacific/exclusive-russia-china-agree-30-year-gas-deal-using-new-pipeline-source-2022-02-04/. Erişim tarihi: 29.03.2022.
Sina (2022). Çin’in mısır ithalatının yaklaşık %30’u Ukrayna’dan geliyor. Alınan yer: https://finance.sina.com.cn/roll/2022-02-24/doc-imcwiwss2654069.shtml. Erişim tarihi: 31.03.2022.
SIPRI (2020a). Uluslararası silah transferinde eğilimler, 2019. Alınan yer: https://www.sipri.org/sites/default/files/2020-03/fs_2003_at_2019.pdf. Erişim tarihi: 30.03.2022.
The Guardian (2022). Biden danışmanı, Rusya’nın yaptırımlardan kaçmasına yardım ederse, sonuçlarla karşılaşacağı konusunda Çin’i uyardı. Alınan yer: https://www.theguardian.com/us-news/2022/mar/13/jake-sullivan-biden-national-security-adviser-china-russia. Erişim tarihi: 30.03.2022.
Not: Bu blogda ifade edilen görüşler yazarın kendi görüşleri olup Enstitü’nün yayın politikasını yansıtmamaktadır.
Ömirbek Hanayi Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır. 2009 yılında Çin’in Minzu Üniversitesi Kazak dili ve edebiyatı Fakültesini tamamlamıştır. 2008-2009 yılları arası Justus Liebig Giessen Üniversitesin’in Türkoloji Bölümüne değişim öğrencisi olarak katılmıştır. 2010 yılında Justus Liebig Giessen Üniversitesin’in Türkoloji Bölümüne giren Ömirbek Hanayi 2010-2012 yılları arası “Kasachisch im postsowjetischen Kasachstan” adlı proje üzerinde çalışmıştır.