FILE - Former President Donald Trump speaks during a commit to caucus rally, Oct. 1, 2023, in Ottumwa, Iowa. Over the past two weeks, Trump said shoplifters should be immediately shot, suggested that America’s top general be executed and mocked a political opponent’s husband who was beaten with a hammer. (AP Photo/Charlie Neibergall, File)
Donald Trump’ın 2024’de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlık seçimlerini kazanması Amerikan siyasi tarihinde ender görülen bir dönüm noktasıdır. Grover Cleveland’den sonra ikinci kez ardışık olmayan bir seçimi kazanarak Beyaz Saray’a dönen ikinci ABD Başkanı oldu (Klassen, 2025). Trump’ın zaferi, seçmen tabanında köklü bir dönüşümü ve milliyetçi, korumacı politikalara yönelimi işaret etmektedir. Aynı zamanda, Trump’ın siyasi hareketinin gücünü ve kararlılığını da ortaya koyarak, Cumhuriyetçi seçmen kitlesinin ona duyduğu sadakatin sürdüğünü göstermektedir.
Başkan Trump’ın ikinci döneminde Cumhuriyetçi Parti’nin Senato’daki çoğunluğu alması onun yasama ve yargı alanında uzun vadeli etkiler yaratabilecek politikalar uygulamasını kolaylaştırmaktadır (Mutnick, 2024). Böylece Donald Trump’ın 2024 başkanlık seçimlerindeki zaferi, agresif bir ikinci dönemin başlangıcını işaret etmektedir. Bu işaretlerin hem iç politikada hem de dış politikada yansımalarını şimdiden görebilmekteyiz. İç politikada en büyük önceliği tasarruf önlemlerini artırarak ABD’nin toplamda 35 trilyon doları geçen ulusal borcunun azaltılmasına verirken dış politikada ise Washington’un jeopolitik hedefleri Rusya’dan Çin’e kaymaktadır (Sorumlu Federal Bütçe Komitesi, 2024). Donald Trump’ın kabinesine baktığımızda seçtiği isimler ve üst düzey atamaları, milliyetçi, muhafazakâr ve küresel meselelerde daha seçici bir yaklaşımı yansıtmaktadır (Roth, 2024). Bu tercihler, geleneksel küreselci politikalar yerine ABD’nin ekonomik, askeri ve siyasi çıkarlarını ön planda tutmaktadır. Bu politikaların başında “Önce Amerika” stratejisi gelmektedir ve ABD’nin çıkarlarına uygun olarak gerekirse çatışmacı ve doğrudan meydan okumayı amaçlamaktadır (Beyaz Saray, 2025). Bu politika sadece ABD’nin küresel rekabet içinde olduğu Çin ve Rusya gibi ülkelerle sınırlı kalmayarak Washington’un geleneksel müttefikleri arasında yer alan Kanada, Meksika ve çeşitli Avrupa Birliği ülkelerine karşıda uygulanmaktadır (Lawder, vd., 2025).
Donald Trump ilk başkanlık döneminde olduğu gibi ikinci döneminde de ABD’nin Çin ile ticaret açığı konusunu zaman kaybetmeden masaya yatırarak ticaret savaşlarını tetikleyecek bir dizi karara imza attı. Örnek verecek olursak Şubat 2025’te, Trump Çin’den yapılan tüm ithalatlara %10 gümrük vergisi uyguladı ve Mart ayı başlarında bu oranı hızla %20’ye çıkardı (Associated Press, 2025). Bunun yanı sıra stratejik öneme sahip olarak gördüğü dış yatırımlardan teknolojik gelişmelere kadar pek çok alanda çeşitli kısıtlayıcı kararlar alarak Çin ile ekonomik ilişkilerinde ABD’nin çıkarlarını ön planda tutmaya çalışmaktadır. Böylece ABD’nin Çin ile arasında ticaret açığını kapatmayı hedeflemektedir. Bu adımlara gerekçe olarak da Çin’in iddia edilen fentanil kaçakçılığındaki rolünü göstererek ticaret meselelerini ulusal güvenlik ve kamu sağlığı endişeleriyle doğrudan ilişkilendirmektedir (Associated Press, 2025). Tüm bu artışlar ise Çin’den ithal edilen ürünlerdeki ortalama gümrük vergisini yaklaşık %33 seviyesine taşıyarak son dönemlerin en büyük ticaret gerilimlerinden birisinin kapısını aralamaktadır (Palmer, 2025). Buna karşılık, Çin de ABD’nin temel tarım ürünlerine %10-15 oranında misilleme olarak gümrük vergilerini artırmasının yanı sıra Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) resmi şikâyette bulunarak, diplomatik ve ekonomik çatışmaların hız kesmeden süreceğinin işaretini verdi (China briefing, 2025; Lawder vd., 2025). Dahası Çinli yetkililerden de açıklamaların tonu sertleşerek Pekin’in bu ticaret savaşında acı bir sona dahi hazırlıklı olduklarını ifade ederek kendi çıkarlarını koruma konusundaki kararlılıklarını ortaya koymaktadırlar (Palmer, 2025).
Başkan Trump bu yaklaşımını diğer ülkelerle olan ilişkilerinde de bir araç olarak kullanmaya başladı. Bunlara örnek olarak Kanada ve Meksika ile yaşadığı farklı sorunların çözümünü yine bu ülkelerden gelen ürünlere uygulanan gümrük vergilerini artırma tehdidini öne sürerek aramaktadır. Kanada ve Meksika gibi geleneksel müttefiklerden yapılan ithalattaki vergileri %25’e çıkardı, gerekçesinde ise Kanada ile arasındaki ticaret açığını gösterirken, Meksika’dan ise kaçakçılığı önlemede sınır güvenliğini artırmasını talep etmektedir (Palmer, 2025). Bu adımlar, Trump’ın ilk dönemindeki ticaret savaşında da kullanılan aynı yasal araçlar olan Ticaretin Genişletilmesi Yasası’nın 232. Bölümü (ulusal güvenlik) ve Ticaret Yasası’nın 301. Bölümü (haksız uygulamalar) gibi düzenlemelerle meşrulaştırılmaktadır (Weaver, 2025).
Bu stratejiyi ABD’nin bakış açısından inceleyecek olursak Trump yönetimi ekonomik çatışmayı pazarlık aracı olarak bilinçli bir şekilde kullanmaktadır ve sert gümrük tarifeleriyle diğer ülkeleri hızlı şekilde taviz vermeye zorlamaktadır. Böylece Amerikan üstünlüğünü küresel pazarda pekiştirmenin yanı sıra ticaret dengesizliklerini kendi lehine sonuçlandırmayı amaçlamaktadır. Öte yandan karşılıklı olarak tarife savaşına giren ülkelerden alınacak olan ek vergileri de ek gelir olarak görmektedir.
Aslında bu strateji sadece bir araç olmaktan ziyade çok daha büyük arka plana sahip bir politikanın parçasıdır. Bu görüşü destekleyen en önemli adımlardan birisi de Başkan Trump’ın direktifiyle kurulan Dış Gelirler Servisi’dir (Hawkins, 2025). Bu kurumun amacı uygulanan ek gümrük vergilerinden elde edilecek gelirleri toparlayarak devlete ek bir gelir kaynağı sağlamaktır. Öte yandan Başkan Trump’ın Kıdemli Danışmanı olan Peter Navarro bu tartışmalı stratejiyi devletin ana gelirlerinden birisi haline dönüştürülmesi konusunu güçlü bir şekilde desteklemektedir. Navarro Başkan Trump’ın bir önceki döneminde Ticaret ve Üretim Politikası Ofisi Direktörlüğünü yürütmüş ve bu stratejinin hayata geçirilmesini savunanlar arasında yer almıştır (Hawkins, 2025). Bu durumu iç politika gündemiyle bağdaştıracak olursak da karşımıza Başkan Trump’ın gelir vergisini azaltma veya tamamen kaldırma vaadini gerçekleştirmesi durumunda doğacak olan kaybı ek vergilerden gelen gelirlerle kapatmayı planladığı öne sürülmektedir (Hawkins, 2025). Bu açıdan bakıldığında bu strateji “Önce Amerika” politikasına hizmet edecek olan girişimlerden birisi olarak görülmektedir.
Bu politikanın sonucu olarak Çin’e karşı uygulanmakta olan tarifelerin dışındaki kısıtlama ve yaptırımlar arasında başta finans, teknoloji, tarım gibi kritik öneme sahip alanlara ek olarak pek çok sektörde etkilenmektedir. Örneğin Beyaz Saray, Şubat 2025’in sonunda yayımladığı “Amerika Öncelikli Yatırım” başlıklı bildiriyle Çin’e yönelik ekonomik baskılarını artırdı. Bu belgede, Çin’in ABD’den sağlanan yatırımlar yoluyla hassas teknolojilere ulaşmaya çalıştığı ve bu nedenle “yabancı bir hasım” olarak kabul edildiği ifade edildi (Beyaz Saray, 2025). Bildiride, Amerikan teknoloji, gıda, enerji ve altyapı gibi stratejik sektörlerdeki Çin yatırımlarının yeniden incelenmesi emredildi ve ilave kısıtlamaların getirilmesinin düşünüldüğü belirtildi (Beyaz Saray, 2025).
Ayrıca, yetkililer Çinli şirketlerin ABD borsalarında VIE (Değişken Faizli Kuruluş) modeliyle işlem görmesinin hukuki açıdan uygun olup olmadığı araştırmaktadır. Bu durum, Amerikan yatırımcıları için risk teşkil ettiği gerekçesiyle yüzlerce Çinli şirketin borsadan çıkarılmasını gündeme taşımaktadır (Mason, 2025). Öte yandan Başkan Trump, Çin’den gelen yatırımların sınırlandırılması için Ticaret Bakanlığı ve ABD Ticaret Temsilciliği’ne, Çin’in Daimî Normal Ticaret İlişkileri (PNTR) statüsünün sonlandırılmasının değerlendirilmesi yönünde talimat verdi (Americancompass.org, 2025).
Çin’in PNTR statüsünün kaldırılması konusu Ocak 2025’te, Çin’in PNTR statüsünü kaldırmaya yönelik iki partili bir yasa tasarısı Kongre’ye sunuldu. “Ticaret Adaletini Yeniden Sağlama Yasası” adını taşıyan bu tasarı tanıtıldı. Tasarı, Çin’in PNTR statüsüne son vermeyi ve Çin mallarına daha yüksek, ikinci sütun gümrük tarifeleri uygulanmasını öngörmektedir. Senato’da da hem Cumhuriyetçi hem Demokrat senatörler tarafından desteklenen ender tasarılardan birisi olarak dikkat çekmektedir (Americancompass.org, 2025). Bu durumda Demokratlarında Trump’ı destekledikleri görülmektedir. Tasarının amacı, Çin’den yapılan ithalata 100% varan oranlarda yüksek temel gümrük tarifeleri getirmek ve Çin’e özel yeni bir tarife sistemi oluşturmaktır (The Select Committee on CCP, 2025).
Tüm bu kısıtlamalar sadece makro düzeyde kalmayarak Çinli firmalarında ABD’de faaliyet göstermesine Washington’un kritik öneme sahip olarak gördüğü alanlarda kısıtlamalar getirilmektedir.
Ocak 2025’te, ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS), 27 Çinli şirketi kara listeye alarak bu firmaların ABD menşeli teknolojilere erişimini durdurdu. Listeye alınanlar arasında, ileri düzey bilgi işlem ve yapay zekâ araştırmaları yapan firmalar bulunmaktadır. Bu şirketlerin, Çin’in askeri güçlenme çalışmalarına gelişmiş yapay zekâ ve çip üretimiyle katkı sunduğu belirtilmektedir. Ayrıca, Çin’in kendi gelişmiş yarı iletken çiplerini üretebilmesi için son teknoloji litografi makineleri geliştiren bir şirket de listeye dahil edildi. Bu firmalara yönelik herhangi bir Amerikan ürünü veya teknolojisinin ihracı, özel izne tabi olacak ve bu izinlerin verilmesi neredeyse imkânsız hale gelecektir (Diamond, 2025). Dahası ABD Teknolojisini Kullanan Yabancı Şirketler Kanunu ABD’nin müttefik ülkelerinin de Çin’e yüksek güçlü gelişmiş yarı iletken çiplerin ihracatının önünü kesmek adına baskı uygulamaktadır (Lin, 2024).
Trump yönetimi, Çin’in askeri yapısıyla ilişkili şirketlere yönelik ABD yatırımlarını engelleyen yaptırımlarını da genişletmektedir. 2025 yılı başında, ABD Savunma Bakanlığı, Çin’in “Askeri Bağlantılı Şirketler Listesi”ne 50’den fazla yeni firma ekledi. Böylece listede yer alan toplam şirket sayısı 134’e çıktı (Abrams, 2025). Bu adım, ABD’nin Çin’in savunma ve sanayi altyapısını hedef alan genel stratejisinin bir parçasıdır. Halihazırda yürürlükte olan başkanlık emirlerine göre, ABD’li yatırımcılar bu şirketlere ait hisseleri alamamakta ya da elinde tutamamaktadır. Bu hamle, Çin’in savunma ve teknoloji alanındaki firmalarına yönelik finansal baskının artırıldığını göstermektedir.
ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC) Çin merkezli kişi ve şirketlere doğrudan yaptırımlar uygulamaktadır. Örneğin Şubat 2025’te, Çin, Hong Kong, İran, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri merkezli 16 kişiden ve şirketten oluşan bir ağa yaptırım getirildi (Abrams, 2025). Bu ağın, İran petrolünün Çin’e taşınmasına aracılık ederek yaptırımları deldiği belirtildi. Bu yaptırım kararı ABD’nin yürütmekte olduğu politikalarda ne denli ciddi ve kapsamlı bir şekilde yürüttüğünün göstergesidir. Öte yandan jeopolitik tehdit eksenine Çin ve İran’ı oturttuğu da açıkça görülebilmektedir. Bu tür hamlelerle Trump yönetimi Çin’in küresel ölçekte kritik alanlardaki gelişim sürecini tam anlamıyla kısıtlayarak yavaşlatmayı amaçlarken, kendi ekonomisini düzene sokarak ekonomik süper güç statüsünü sağlamlaştırmayı hedeflemektedir.
Sonuç olarak Trump’ın ikinci döneminde Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşı, ABD’nin ekonomik, siyasi ve güvenlik çıkarlarını önceleyen sert ve uzun vadeli bir stratejiye dönüşmektedir. “Önce Amerika” yaklaşımı doğrultusunda uygulanan yüksek gümrük tarifeleri, teknoloji ve yatırım yasakları, Çin ile ekonomik ilişkileri sınırlandırmayı ve ABD’nin küresel üstünlüğünü pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Trump yönetimi, Çin’den yapılan ithalata yönelik vergileri artırarak ticaret açığını kapatmayı, Çin’in askeri ve teknolojik gelişimini yavaşlatmayı planlamaktadır. Çinli firmaların ABD borsalarından çıkarılma ihtimali, Çin’in PNTR statüsünün kaldırılması için Kongre’ye sunulan yasa tasarısı bu stratejinin somut adımlarıdır. Ayrıca, Trump’ın bu politikayı yalnızca Çin’e değil, Kanada ve Meksika gibi müttefik ülkelere karşı da kullanarak ticareti bir pazarlık ve baskı aracı haline getirdiği görülmektedir. Sonuç olarak, Trump’ın ikinci döneminde Çin’e yönelik başlatılan ekonomik savaş, iki ülke arasındaki ilişkileri kalıcı biçimde dönüştürürken, küresel ticaret ve jeopolitik dengeler üzerinde de derin etkiler yaratacak kapsamlı ve çok boyutlu bir mücadelenin başlangıcını işaret etmektedir.
Kaynakça:
Abrams, Evan, Rathbone, Meredith, Hopkins, Karl, Soussan, Guy ve diğerleri (2025). Yaptırım Güncellemesi: 13 Ocak 2025. Alınan yer: https://www.steptoe.com/en/news-publications/stepwise-risk-outlook/sanctions-update-january-13-2025.html#:~:text=The%20incoming%20Trump%20administration%20has,increasingly%20tense%20relationship%20with%20China. Erişim tarihi: 10.03.2025.
Abrams, Evan, Rathbone, Meredith, Hopkins, Karl, Soussan, Guy ve diğerleri (2025). Haftalık Yaptırımlar Güncellemesi: 10 Şubat 2025. Alınan yer: https://www.steptoe.com/en/news-publications/international-compliance-blog/weekly-sanctions-update-february-10-2025.html#:~:text=OFAC%20issued%20its%20first%20sanctions,appears%20poised%20to%20target%20revenue. Erişim tarihi: 10.03.2025.
Americancompass.org (2025). Çin’in Kalıcı Normal Ticaret İlişkileri Statüsünü iptal edin. Alınan yer: https://americancompass.org/rescind-chinas-permanent-normal-trade-relations-status/#:~:text=At%20the%20turn%20of%20the,trading%20relationships. Erişim tarihi: 09.03.2025.
Associated Press (2025). Çin, Trump’ın fentanil’e gümrük vergileri koyma hamlesine karşı çıkıyor. Alınan yer: https://apnews.com/article/china-us-fentanyl-tariffs-trump-f77abc5dc8cba277a07c0f2cddb9a9e9. Erişim tarihi: 08.03.2025.
Benson, Jonathan ve Egan, Brian (2025). ABD ve Avrupa’da İhracat ve İthalat Kontrolleri Genişletilebilir. Alınan yer: https://www.skadden.com/insights/publications/2025/01/2025-insights-sections/the-global-and-cross-border-outlook/in-the-us-and-europe-export-and-import-controls-may-be-expanded#:~:text=,likely%20continue%20to%20introduce%20new. Erişim tarihi: 10.03.2025.
Beyaz Saray (2025). Önce Amerika ticaret politikası. Alınan yer: https://www.whitehouse.gov/presidential-actions/2025/01/america-first-trade-policy/. Erişim tarihi: 08.03.2025.
Beyaz Saray (2025). Önce Amerika yatırım politikası. Alınan yer: https://www.whitehouse.gov/presidential-actions/2025/02/america-first-investment-policy/. Erişim tarihi: 08.03.2025.
China Briefing (2025). Trump 2.0 Döneminde ABD-Çin İlişkileri: Bir Zaman Çizelgesi. Alınan yer: https://www.china-briefing.com/news/us-china-relations-in-the-trump-2-0-implications/#:~:text=March%204%2C%202025%3A%20China%20counters,duties%20on%20US%20agricultural%20products. Erişim tarihi: 08.03.2025.
Diamond, Scott, Varma, Samir, Guerrero, Francesca ve Mandelbaum, Aaron (2025). BIS, 27 Çinli şirketi varlık listesine ekledi. Alınan yer: https://www.thompsonhinesmartrade.com/2025/01/bis-adds-27-chinese-companies-to-entity-list/. Erişim tarihi: 10.03.2025.
Hawkins, Ari (2025). Navarro: Trump, gümrük vergisi gelirleriyle Amerikan ekonomisini ‘yapısal olarak değiştirecek’. Alınan yer: https://www.politico.com/news/2025/02/04/navarro-trump-will-structurally-shift-american-economy-with-tariff-revenue-00202344#:~:text=%E2%80%9CIf%20President%20Trump%20succeeds%20like,Days%20breakfast%20series%20on%20Tuesday. Erişim tarihi: 09.03.2025.
Klassen, Thomas (2025). Trump ikinci döneminde dünyaya neler vaat ediyor? Tarih bazı ipuçları veriyor. Alınan yer: https://theconversation.com/what-does-trump-have-in-store-for-the-world-in-his-second-term-history-provides-some-clues-244616. Erişim tarihi: 09.03.2025.
Lawder, David, Ljunggren, David and Madry, Kylie (2025). Trump, Kanada, Çin ve Meksika’ya gümrük vergileriyle ticaret savaşını ve fiyat artışlarını tetikliyor. Alınan yer: https://www.reuters.com/world/trade-wars-erupt-trump-hits-canada-mexico-china-with-steep-tariffs-2025-03-04/. Erişim tarihi: 08.03.2025.
Lin, Liza ve Huang, Raffaele (2024). Huawei, Nvidia’ya meydan okuyacak ve ABD yaptırımlarını aşacak yeni bir çip hazırlıyor. Alınan yer: https://www.wsj.com/tech/ai/huawei-readies-new-chip-to-challenge-nvidia-surmounting-u-s-sanctions-e108187a. Erişim tarihi: 10.03.2025.
Mason, Jeff, Shalal, Andrea ve Lawder, David (2025). Trump, 4 Mart’ta Meksika ve Kanada’ya gümrük vergisi, Çin’e ise fentanil nedeniyle %10 ek vergi koyacağını duyurdu. Alınan yer: https://www.reuters.com/world/americas/trump-says-mexico-canada-tariffs-take-effect-march-4-2025-02-27/#:~:text=Washington%20will%20also%20review%20the,investors%20or%20enable%20fraud. Erişim tarihi: 09.03.2025.
Mutnick, Ally (2024). Senato Cumhuriyetçilerin eline geçti. Alınan yer: https://www.politico.com/2024-election/results/senate/. Erişim tarihi: 09.03.2025.
Palmer, James (2025). Çin Ticaret Mücadelesini Sonuna Kadar Sürdüreceğinin Sözünü Verdi. Alınan yer: https://foreignpolicy.com/2025/03/11/china-trade-fight-end-trump-tariffs/#:~:text=With%20Trump%C2%A0flip,place%20tariffs%20on%20Chinese%20goods. Erişim tarihi: 08.03.2025.
Roth, Andrew (2024). Trump’ın Amerika Öncelikli gündemi için ekip seçerken sadakat anahtar rol oynuyor. Alınan yer: https://www.theguardian.com/us-news/2024/nov/13/trump-america-first-foreign-policy. Erişim tarihi: 08.03.2025.
Sorumlu Federal Bütçe Komitesi (2024). Gayri Safi Milli Borç 35 Trilyon Dolara Ulaştı. Alınan yer: https://www.crfb.org/press-releases/gross-national-debt-reaches-35-trillion. Erişim tarihi: 08.03.2025.
The Select Committee on CCP (2025). Moolenaar, Çin’in Kalıcı Normal Ticaret İlişkilerini iptal etmek için ilk iki partili yasa tasarısını sundu. Alınan yer: https://selectcommitteeontheccp.house.gov/media/press-releases/moolenaar-introduces-first-bipartisan-bill-revoke-chinas-permanent-normal#:~:text=introduced%20the%C2%A0Restoring%20Trade%20Fairness%20Act%2C%C2%A0the,the%20People%27s%20Republic%20of%20China. Erişim tarihi: 10.03.2025.
Weaver, Casey, Hilferty, Katelyn ve Moses, Joshua (2025). Trump’ın İkinci Dönem Gümrük Vergisi Gündemi: Yeni Gümrük Vergileri Sizi Nasıl Etkileyecek? Alınan yer: https://www.morganlewis.com/pubs/2025/01/trumps-second-term-tariff-agenda-how-will-new-tariffs-impact-you#:~:text=in%20his%20previous%20term%2C%20and,on%20imported%20steel%20and%20aluminum. Erişim tarihi: 09.03.2025.
Not: Bu blogda ifade edilen görüşler yazarın kendi görüşleri olup Enstitü’nün yayın politikasını yansıtmamaktadır.