İpek yolu, 200 yıldan uzun bir süre önce Çin ve Roma imparatorluğunu birbirine bağlamış; bu yoldan yalnızca ticaret değil insanlar, bilgiler, fikirler ve kültürler de Asya ve Avrupa arasında gidip gelmeye devam etmiştir. İpek yolu, uzun yıllar boyunca Avrupa ve Asya arasında muazzam bir köprü olmayı başarmıştır. Yüzyıllar içerisinde Orta Asya, büyük güçlerin ilgi odağı olmaya devam etmiş; Rusya, Çin, Hint, İran ve Osmanlı tarafından da her zaman göz önünde bulundurulmuştur. Yakın dönemde Soğuk Savaş döneminde oluşan –mecburi – ilgisizlik, buradaki devletlerin bağımsızlıklarını tekrar kazanmaları ile sona ermiş, bölge hak ettiği değere ve öneme yeniden kavuşmaya başlamıştır. 21. yüzyılda Orta Asya, yalnızca sahip olduğu doğal kaynaklarla değil aynı zamanda Batı ve Doğu arasındaki eksende sahip coğrafi konumu itibariyle de yükselen bir değer olarak büyük güçlerin odağında olmaya devam edecektir. Çeşitli araştırmacı ve uzmanlar farklı tanımlamalar yapmış olsa da bu çalışmada Orta Asya tipik olarak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanmış olan beş devletten (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan) oluşan 4,003,400 km2’lik bir bölgeyi ifade etmektedir. Bu bölgenin toplam nüfusu ise yaklaşık olarak 65 milyondur. Bölgede bağımsızlığını kazanmış devletler, 1991 yılından bu yana politik ve ekonomik olarak ciddi dönüşüm ve değişimler yaşadılar. Bölgenin etrafını kuşatan ülkeler ve kültürlere bakıldığında böyle hızlı dönüşümlerin yaşanacağı da aşikardır: Rusya’nın yanı sıra Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Tibet, İran, Afganistan, Pakistan, Moğolistan gibi ülkeler de bölgeyi çevreleyen belli başlı etki alanlarını ifade etmektedir. Elbette Orta Asya yalnızca komşuları tarafından ilgi gösterilen bir bölge değil. Bölgeyle Amerika Birleşik Devletleri, Batı Avrupa elbette Çin ve sahneye yeni dahil olan Güney Kore de yoğun biçimde ilgilenmektedirler. Güney Kore’nin bölgedeki beş ülkeyle 1992 yılında başlayan diplomatik ilişkileri politik, ekonomik ve kültürel açılardan hızla ilerlemeye devam ediyor gibi görünüyor. Güney Kore özellikle enerji ve doğal kaynaklar ayrıca inşaat, bilim ve teknoloji, sağlık ve ilaç sanayi, tekstil, tarım ve finans alanlarında bölgedeki ülkeler ile işbirliğini sağlamak ve geliştirmek yolunda ciddi adımlar atmaktadır. Bu çalışmada da Güney Kore’nin ekonomik ve diplomatik stratejileri bağlamında Orta Asya ile olan ilişkilerine yakın dönemden bir bakış açısı sunulmaya çalışılacaktır. Konu ile ilgili olarak bölgeye ilgili olan diğer ülkelerin stratejileri bağlamında da Güney Kore’nin konumu analiz edilecek ayrıca yakın dönemde hayata geçirilmesi planlanan projeler ve antlaşmalara da yer verilecektir.